Diğer İçeriklerimizKültür Köşesi

Einstein ve Satranç

Albert Einstein fizik dünyasının tartışmasız en büyük isimlerinden birisi hatta birçoklarına göre en büyük ismidir. Bu büyük dehanın akıl oyunu denilince akla ilk gelen “satranç” oyunuyla ilişkisi de bir merak konusudur. Einstein satranç oynuyor muydu? Oynuyorsa da Einstein satranç oyununu ne kuvvette ve kimlere karşı oynamıştı? Bu yazımızda tüm bu sorulara cevap arayacağız.

Bu sorulara geçmeden önce kısa bir şekilde yazımızın başrolleri olan Einstein’dan ve satrançtan bahsetmekte fayda var.

Kültür konuları ilgini çekiyorsa Kültür Köşesi yazılarına göz atmak isteyebilirsin!

Kısaca Einstein ve Satranç: Einstein Kimdir?

Albert Einstein, 14 Mart 1879 tarihinde Alman İmparatorluğu’nun Ulm kasabasında Yahudi kökenli bir ailenin ilk çocuğu olarak dünyaya geldi. Hayatının ilk yıllarını Münih’te geçiren Einstein lise sonrası eğitimini İsviçre’de tamamladı. Beklenenin aksine eğitimi sonrasında pek başarılı olamayan Einstein yaşadığı zorlukların sonunda patent ofisinde müfettiş olarak çalışmaya başladı. Sonralarında makaleleriyle destekçilerden ziyade karşıt görüşler kazanmış olsa da gündemi meşgul eden isimlerden biri oldu. Öyle ki döneminin neredeyse ilahi kurallarıymış gibi görülen Newton fiziğinin yanlış olduğunu cesur bir şekilde belirten Einstein’ın sadece matematik kullanarak ürettiği iddiaları dahi defalarca tarih tarafından haklı çıkarılmıştır. Böylece E = mc2 ile tanıdığımız bu deha 1921 yılında Nobel Fizik Ödül’üne layık görülürken 1999 yılında Time dergisi onu 20. yüzyılın en önemli kişisi seçmiştir.

1927 yılında dünya satranç şampiyonlarından Emanuel Lasker’le tanışan ve sonralarında onunla dost olan Einstein, onu “Rönesans Adamı” olarak nitelendirmiştir. Ve de bilimini sanatmışçasına üreten Einstein’dan gelen bu yakıştırma, satranca verdiği değeri de göstermektedir.

Kısaca Einstein ve Satranç: Satranç Nedir?

Satrancın ortaya çıkışı tam olarak bilinmemektedir lakin 6. yüzyılda Hindistan’da ortaya çıktığı ve 10. yüzyıla gelindiğinde dünyaya yayıldığı düşünülmektedir. Avrupa’da soyluların oyunu olarak görülen satranç kuralları evrilerek gelişmiş ve 19. yüzyılda bugün bildiğimiz halini almıştır.

64 kareli bir tahtada kişi başı 16 taşla oynanan satranç 2 kişilik bir oyundur. Her bir oyuncuya düşen taşlar sırasıyla 8 piyon, 2 kale, 2 at, 2 fil, 1 vezir ve 1 şahtır. Oyunun amacı rakip şahı mat etmektir. Mat şah rakip taş tarafından tehdit edilirken tehdidin savuşturulmasının imkansız olması durumudur. Oyun 3 sonuçludur yani beraberlik mümkündür. Analiz açısından oyunlar 3 ana parçaya ayrılabilmektedir. Açılış, oyun ortası ve oyun sonu olarak adlandırılan bu bölümler birbirinden keskin hatlarla ayrı değillerdir. Açılış oyunun teorik çalışmaları kapsayan kısmıdır. Kitaplarla ve bilgisayarlarla bu kısma çalışan oyuncular oyunun başlangıç kısmında kendi çalıştıkları ve rakibin hakim olmadığı konumlara karşı tarafı sürüklemeyi hedeflerler. Oyun ortası taşların temel anlamda gelişimlerini tamamlamalarıyla oyun stratejisinin belirlenmesini içerek kısımdır. Oyun sonuysa taşların tahtayı terk etmeleriyle sadeleşen konumun noktalanmaya çalışıldığı kısmıdır.

Albert Einstein Döneminde Satranç

Albert Einstein 14 Mart 1879 tarihinde doğdu ve 18 Nisan 1955 günü 76 yaşında hayata gözlerini yumdu. Dolayısıyla 1914-1918 yılları arasındaki Birinci Dünya Savaşı’na ve 1939-1945 yılları arasındaki İkinci Dünya Savaşı’na yaşamında tanık oldu ve savaş atmosferiyle kaplı bir dünyada yaşadı. Bu durum da bizlere dönemin şartlarının satranç gibi entelektüel bir spora pek de uygun olmadığını göstermekte. Durumu ancak satranç şampiyonalarının günümüzde ve o dönemde nasıl işlediğini karşılaştırarak değerlendirebiliriz.
76 yıllık yaşamı döneminde Einstein dünya satranç şampiyonunu belirlemek için düzenlenen 19 turnuvaya tanık olmuş.

  1. (1886 Amerika) Wilhelm Steinitz- Johannes Zuckertort: Kazanan Steinitz
  2. (1889 İspanya) Wilhelm Steinitz- Mikhail Chigorin: Kazanan Steinitz
  3. (1890/1891 Amerika) Wilhelm Steinitz- Isidor Gunsberg: Kazanan Steinitz
  4. (1892 İspanya) Wilhelm Steinitz- Mikhail Chigorin: Kazanan Steinitz
  5. (1894 Amerika/Kanada) Wilhelm Steinitz- Emanuel Lasker: Kazanan Lasker
  6. (1896/1897 Çarlık Rusya) Emanuel Lasker- Wilhelm Steinitz: Kazanan Lasker
  7. (1907 Amerika) Emanuel Lasker- Frank Marshall: Kazanan Lasker
  8. (1908 Alman İmp.) Emanuel Lasker- Siegbert Tarrasch: Kazanan Lasker
  9. (1910 Avusturya- Macaristan/ Alman İmp.) Emanuel Lasker-Carl Schlechter: Kazanan Lasker
  10. (1910 Alman İmp.) Emanuel Lasker- Dawid Janowski: Kazanan Lasker
  11. (1921 Küba) Emanuel Lasker- Jose Raul Capablanca: Kazanan Capablanca
  12. (1927 Arjantin) Jose Raul Capablanca- Alexander Alekhine: Kazanan Alekhine
  13. (1929 Weimar Cumhuriyeti/Hollanda) Alexander Alekhine- Efim Bogoljubow: Kazanan Alekhine
  14. (1934 Nazi Almanyası) Alexander Alekhine- Efim Bogoljubow: Kazanan Alekhine
  15. (1935 Hollanda) Alexander Alekhine- Max Euwe: Kazanan Euwe
  16. (1937 Hollanda) Max Euwe- Alexander Alekhine: Kazanan Alekhine
  17. (1948 Hollanda/Sovyetler Birliği) Mikhail Botvinnik- Vasily Smyslov: Kazanan Botvinnik
  18. (1951 Sovyetler Birliği) Mikhail Botvinnik- David Bronstein: Kazanan Botvinnik
  19. (1954 Sovyetler Birliği) Mikhail Botvinnik- Vasily Smyslov: Kazanan Botvinnik

Einstein Dönemi Satranç Turnuvaların Yorumu

Tarihin sert izlerini sadece yapılan turnuvaların aksadığı yıllara veya turnuvanın düzenlendiği ülkelerin isimlerine bakarak görebilmekteyiz. Örneğin Birinci Dünya Savaşı’nın etkisiyle 1918 yılında yıkılan Alman İmparatorluğu’nun 1929’da Weimar Cumhuriyeti 1934’teyse Nazi Almanyası olarak anıldığını görüyoruz. Benzer bir şekilde Çarlık Rusya’nın da yerini Sovyetler Birliği’nin aldığını görmek mümkün. Ek olarak aksamanın yaşandığı yıllarsa çok daha net ipuçlarına sahip. 1897 ile 1907 yılları arasında 10 yıllık turnuvasız dönem görmekteyiz. 1897 yılında başlayan Osmanlı-Yunan Savaşı ve beraberinde getirdiği siyasi karışıklıkların satranç organizasyonlarının gerçekleştirilmesini engellemiş olduğunu söylemek mümkün. Benzer şekilde 1910 ile 1921 arasında 11 yıllık, 1937 ile 1948 arasındaysa bir 11 yıllık daha şampiyonasız döneme rastlamaktayız. Bu boşlukların tam da Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarına denk gelmeleri elbette ki tesadüf değil.

Her ne kadar kralların oyunu da olsa satranç en nihayetinde bir oyundu ve günümüzün aksine savaş yıllarında halk nezdinde pek bir ehemmiyeti bulunmamaktaydı. Günümüzde iki yılda bir düzenlenen şampiyonalar bile Einstein’ın 76 yıllık ömründe düzensiz bir şekilde 19 kere yani dört yılda bir adet gerçekleşmişti.

Albert Einstein’ın Satranç Oyunları

Ünlü fizikçi Albert Einstein’ın kayıtlara geçtiği iddia edilen 3 satranç oyunu mevcut. Bu oyunların ilkini 1913 yılında “Sell” isimli bir oyuncuya karşı oynamış lakin asıl ilginç kayıt ikinci ve üçüncü oyunumuza ait. Çünkü ikinci oyunu oynadığı isim dünya satranç şampiyonlarından Emanuel Lasker. Üçüncü oyunda rakibiyse namıdiğer “Atom Bombasının Babası” ile yani dönemin bir diğer önemli fizikçisi Robert Oppenheimer. Filmi ile de yeniden gündeme oturan ve hakkındaki tartışmalarıyla tarihte oldukça çarpıcı bir rolü olduğu yadsınamaz bu isimle Albert Einstein arasında bir satranç maçının olması ve de bunun kayıtlar altına alınması hem satrançsever hem de bilimseverler için oldukça büyük bir lütuf olarak nitelendirilebilir. 1933 yılında Princeton’da oynanan bu oyunun mini analizi notasyon üzerinden yapılacaktır. Bu noktada okuyucularımıza yanlarına bir satranç takımı almalarını veya bir uygulama üzerinden hamleleri oynatmalarını tavsiye etmekteyiz.

Einstein ve Satranç: Satranç Notasyonu Nasıl Okunur?

Diğer disiplinlerde de olduğu üzere satranç oyununda da okuyucuların ortak olarak anlayabileceği ve bu sayede oyunu izlemeden oyunda neler gerçekleştiğini ve hakkındaki analizleri inceleyebileceği kısaltmalardan oluşan bir kodlama sistemi mevcuttur. Notasyon adı verilen bu sistem oyuncunun tercihine göre uluslararası satranç dili olan İngilizce veya kendi dili üzerinden kullanılabilmektedir.

Einstein ve Satranç Taşları
Satranç tahtası ve taşların yerleşimi – Chessily

Adımlarla Notasyon

Adım 1

İlk olarak kaçıncı hamlenin yapıldığı ifade edilir. Beyazın ve siyahın karşılıklı birer hamle yapmaları oyunda bir hamle olarak esas alınır ve de bu hamleler yan yana yazılmaktadır. İlk karşılıklı hamleler birinci hamleyi sıradaki karşılıklı iki hamleyse ikinci hamleyi oluşturur ve bu bu şekilde devam eder.

Adım 2

İkinci adımda ise taş adlarının ilk harfleri büyük harfle kısaltılır. Yani oynayan taşlara göre ilk olarak ne yazılacağı aşağıdaki gibidir.

  • Kale, K veya İngilizce R(rook)
  • At, A veya İngilizce N(knight/okunuşu esas alınarak N denmiştir)
  • Fil, F veya İngilizce B(bishop)
  • Vezir, V veya İngilizce Q(queen)
  • Şah, Ş veya İngilizce K(king)
  • Piyon, P (İngilizcesi pawn olduğu için kısaltması aynıdır)

Adım 3

Ardından 8×8 formatta bulunan satranç tahtasında dikey hatlar “A-B-C…H” olarak yatay hatlarsa “1-2-3…8” olarak kodlanan bir analitik düzleme indirgenir. Devamında taşın hangi kareye gitmiş olduğu bu düzlemde karşılığıyla kaydedilir. Örnek vermek gerekirse F dikeyinde 3. yatay f3 karesi olarak adlandırılır. Yani atımız ilk hamlede f3 karesine gidiyorsa ve rakibin buna karşılığı d piyonunu 5. yataya getirmekse notasyon kaydı 1. Af3 d5’tir. Aklınızda neden Pd5 değil de d5 olarak yazıldığı sorusu gelmiş olabilir. Bunun sebebi karşılıklı sekizer adet piyon bulunduğu için kalabalık oluşturmaması maksadıyla piyon hamleleri taşın adı olmadan yazılmasıdır.

Eğer ki taşın gittiği karede rakibin herhangi bir taşı mevcutsa alışı sembolize etmek için taş adının kısaltmasıyla kare adı arasına x konulmaktadır. Örneğin filimiz g7 karesindeki bir taşı aldıysa bunu Fxg7 şeklinde ifade ederiz.

Özel bir hamle türü olan rokun iki tipi mevcuttur. Kısa rok ve uzun rok olarak ifade edilen bu ayrımın temeli şahın h kalesiyle mi yoksa a kalesiyle mi rok attığı sorusudur. Çünkü mantık olarak e dikeyinde bulunan şah h kalesine daha yakın olduğu için bu hamle kısa rok a kalesiyle olansa uzun roktur. Notasyon kağıdına kısa rok O-O, uzun rok O-O-O şeklinde kaydedilir.

Son olarak hamlemiz eğer rakibe şah çekiyorsa hamlenin yanına +, rakibi mat ediyorsa da hamlenin yanına # yazılır. Sonuçta oyunu beyaz kazandıysa notasyonun sonuna 1-0, siyah kazandıysa 0-1, oyun berabere bittiyse 1/2-1/2 yazılmaktadır. Bu kurallar çerçevesinde yazının devamında analizi verilen oyunları inceleyebilirsiniz.

Satranç Maçı #1: Albert Einstein, Robert Oppenheimer’a Karşı

Einstein ve Oppenheimer birlikte çalışıyor.
Einstein ve Oppenheimer birlikte çalışıyor. – Chess.com

Bu başlığı fizik dünyasında görmeye aşina olabilirsiniz lakin bakalım 64 karelik savaş alanında yani satranç tahtasında bu dehalar nasıl bir mücadele ortaya koymuşlar. Satranç maçımızda beyaz taşlarda Albert Einstein, siyah taşlardaysa Oppenheimer var.

Açılış

1e4 e5

2.Af3 Ac6

3.Fb5 a6

Klasik açılışlardan olan İspanyol açılışını görmekteyiz, a6 sürüşüyle beraber oluşan varyantın ismi Morphy Savunması’dır.

4.Fa4 b5

5.Fb3 Af6

Oyuncular hala açılışın klasik teorisini takip ediyorlar. Özetle yapılan hamlelerin bu kısmını düşünerek ve hesaplanarak değil daha çok doğru olduğu bilindiği için ezbere bir şekilde oynandığını söyleyebiliriz.

6.O-O Axe4

Robert Oppenheimer bir piyon öne geçiyor. Lakin oldukça güçlü bir satranç motoru olan Stockfish 14+ bu hamleyi pek de doğru bulmuyor. Bu noktada Albert Einstein çok hafif bir üstünlük elde ediyor.

Oyun Ortası

7.Ke1 d5

Einstein rakibin fazla olan bir piyonunu geri almayı deniyor.

8.a4 b4

Einstein’ın a piyonu sürüşü bir hata. Çünkü rakibi Fc5 gelerek oldukça savunmasız kalmış f2 piyonuna saldırabilirdi. Lakin b4 sürerek karşı bir hata yaptı. Böylece konum tekrardan eşit bir hal aldı.

9.d3 Ac5

Albert Einstein piyonu sonunda geri alabilir hale geldi ama konum bununla da sınırlı değil. Oppenheimer atını f6 karesine değil c5 karesine kaçarak bir hata daha yaptı. Çünkü artık yalnızca e5 karesindeki piyonu değil d5 karesindeki piyonu için de düştü denilebilir. Ek olarak Einstein’ın koordinasyonu çok daha iyi bir halde.

10.Axe5 Ae7

11.Vf3 f6

f6 hamlesine bakarak Oppenheimer’ın satranç gücünün pek yüksek olmadığı yorumunu yapabiliriz. Oyunun süre temposunu bilmediğimiz için ne kadar düşünerek yapılmış bir hamle olduğunu da bilmiyoruz. Lakin zaten oldukça zayıf olan siyah şahın savunması bu hamleyle tamamen kırılıyor, oyun Einstein için tamamen kazanç durumda.

12.Vh5+ g6

Eğer ki Einstein bu konumda vezirini h5’e götürmek yerine Ac6 oynasaydı bilgisayara göre oyunu daha üstün devam ettirecekti. Lakin bu hamlesi pratik açıdan daha basit hesaplara dayalı bir kazanç. Çünkü temel taktiklerden birini görmeyi başarırsa rakibin kalesini kendi atıyla değişmiş olacak. Kale fil ve attan daha üstün ve kaliteli bir taştır. Dolayısıyla bu değişimlere “kalite öne geçmek” denir.

13.Axg6 hxg6

14.Vxh8 Axb3

Taktiği bulan Einstein bu satranç oyununda artık kalite önde.

Oyun Sonu

15.cxb3 Vd6

Oppenheimer’dan bir büyük hata daha geliyor. f8 karesindeki fili tamamen savunmasız durumda. Eğer ki Einstein file saldırırsa bir sonraki hamlede fili düşürecek.

16.Fh6 Şd7

17.Fxf8 Fb7

Hâlâ Einstein hamleleri bilgisayar doğruluğunda yapmaya devam ediyor.

18.Vg7 Ke8

19.Ad2 c5

Einstein taşlarını saldırmaya daha müsait noktalara ilerletirken Oppenheimer çaresiz bir şekilde konumu savunmaya çalışıyor. Eğer bu profesyonel bir müsabaka olsaydı bu noktada terk etmemesi saygısızlık kabul edilebilirdi. Lakin oyun arkadaş ortamında oynanan bir oyun olduğu için tercihinde herhangi bir sakınca olduğunu söyleyemeyiz.

20.Kd1 a5

21.Ac4 dxc4

Einstein’dan şık bir hamle. Çünkü atını boşa koymuş gibi yaptı. Bu sayede Oppenheimer da o atı aldı lakin o atın aslında boşta olmadığı bir sonraki hamlede anlaşılacak.

22.dxc5 Vxd1

d hattına 20. hamlede kalesini getirirken Einstein bunu planlıyormuş. d7 karesinde şah bulunduğu için d6 karesindeki vezirin kaçma şansı yok. Buna satrançta açmaz denmektedir ve Oppenheimer mecburen açmazdaki vezirini rakibin kalesiyle değişmek zorunda kalıyor.

23.Kxd1 Şc8

24.Fxe7 1-0

Einstein bir at daha öne geçti. Taşları saydığımızda Einstein’ın şah dışında 7 piyonu, 1 fili, 1 kalesi ve 1 veziri var, Oppenheimer’ınsa 5 piyonu, 1 fili ve 1 kalesi kaldı. Hem vezir hem de iki piyon geri olan Oppenheimer bu noktada şansı kalmadığını fark ediyor. Sonuçta oyunu terk ediyor.

Einstein rakibi karşısında 24 hamle gibi kısa sayılabilecek bir oyun sonucu zafere ulaştığını görmekteyiz. Bu oyunu günümüzün güçlü bilgisayarı Stockfish 14+ ile analiz ettiğimizde Oppenheimer’ın hamlelerinin doğruluk oranının %74 olduğunu görüyoruz. Bu oran yazımızın başrolü Einstein’daysa %87.

Satranç Maçı #2:Einstein Dünya Satranç Şampiyonuna Karşı

Arkadaşı olduğu düşünülen iki isiM olan Einstein ve Lasker’in birbirleriyle satranç oynamadıklarını düşünmek elbette güç olacaktır. Aralarındaki oyun 56 hamle sürdüğü için notasyon tek seferde verilip önemli kısımları incelenecektir.

1.e4 e5 2.Af3 Ac6 3.Fb5 Af6 4.d3 d6 5.O-O Fe7 6.Abd2 O-O 7.Ke1 Fd7 8.c3 Ab8 9.Fc4 Fe6 10.Fxe6 fxe6 11.Af1 Vd7 12. Ag3 Ac6 13. d4 exd4 14.cxd4 d5 15. e5 Ae8 16. Fe3 g6 17. Kc1 Ag7 18. a3 Kf7 19. Vd3 Kaf8 20. Ke2 Fd8 21.Kec2 Ae7 22. b4 c6 23. a4 a6 24. Kb1 Aef5 25. Axf5 Axf5 26. Fc1 Ah4

27. Axh4 Fxh4 28. g3 Fe7 29. Şg2 Kf3 30. Vxf3 Kxf3 31. Şxf3 Ff8 32.Şe2 Vf7 33. Kb3 Vf5 34. Kcc3 Ve4+ 35. Fe3 Vg4+ 36. Şd2 Vh3 37. b5 axb5 38.axb5 cxb5 39. Kxb5 Vxh2 40. Kxb7 Vh1 41. Kc8 Va1 42. Kbb8 Va2+ 43.Şd1 Va1+ 44. Şe2 Va6+ 45. Şf3 Vf1 46. Kxf8+ Şg7 47. Kfc8 Vh1+ 48. Şe2 Vh5+ 49.f3 Vh2+ 50. Ff2 Vh1 51. Kc7+ Şh6 52. Fe3+ g5 53. Kh8 Şg6 54. Kg8+ Şh6 55. Fxg5+ Şh5 56. Kxh7# 1-0

Maç Analizi

Her şeyden önce 22,23 ve 24. hamlelerde Lasker’in üst üste kazanç pozisyon kaçırdığını görüyoruz. Normalde Ag5 sonrası rakibinin kalesinin kaçabilecek bir karesi bulunmuyor. Dünya satranç şampiyonunun üst üste bu kadar hata yapması bir avans olarak değerlendirilebileceği gibi oyunun gerçekliğine de şüphe uyandırabilmektedir. Veya belki de sadece bu hamleyi görmemişti. 33. hamleye kadar Lasker üstünlüğünde veya denk gerçekleşen oyun 33. hamlede Einstein’ın Vf5! hamlesiyle Einstein’a hafif kazanca dönüyor. Dünya şampiyonuna karşı bu hamleye kadar direnmek bile olağanüstüyken üzerine bir de kazanca geçmek inanılmaz olarak değerlendirilebilir.

34. hamlede Einstein üstünlüğünü yitiriyor. Ve4+ yerine Vg4+ oynamalıydı bu sayede d4 piyonunu kazanabilirdi.

38. hamlede cxb5 hamlesine kadar Einstein konumu eşit tutmayı başarmıştı. Lakin bu hamle çok büyük bir hata. Rakibin iki kalesi de piyonları topladıktan sonra savunmasız siyah şaha hücum edebilir konumda. Siyahların veziriyse şahını savunabilir veya rakip şaha saldırabilir konumda değil.

47. hamlede Einstein Vh1 ile son bir deneme yapıyor. Rakip şahın kaçabileceği üç kare var. Bunlar f4 g4 ve e2. e2 haricindeki kaçışlar siyahın 2 hamlede matıyla sonuçlanıyor. Ama Lasker bu numarayı yiyecek bir oyuncu değil şahını doğru noktaya kaçıyor. Ve birkaç hamle sonra rakibini mat ediyor.

Einstein, Lasker’e karşı %72.6 doğrulukla oynadı ve bilgisayarın değerlendirmesine göre bu oyundaki gücü 2000 ratingdi. Özetle bu değer en düşük unvan derecesi olan Ulusal Usta(NM) seviyesine denk ve bu oldukça etkileyici.

Satranç Maçı #3: Einstein, Sell’e Karşı

Kayıtlara geçen ve Einstein’ın yine beyaz taşlarda olduğu diğer satranç oyununun notasyonu ise aşağıdaki gibi:

1.e4 e5 2.Af3 Ac6 3.Fc4 Fc5 4.c3 Af6 5.d4 exd4 6.cxd4 Fb4+
7.Ac3 O-O 8.e5 Ae4 9.Fd3 Axc3 10.bxc3 Fxc3+ 11.Şf1 Fxa1
12.Fxh7+ Şh8 13.Ag5 g6 14.h4 Şg7 15.h5 Kh8 16.hxg6 fxg6 17.Vf3
Vf8 18.Ae6+ dxe6 19.Fh6+ 1-0

Bu oyunda Einstein’ın 9. Fd3 hamlesiyle açılışta taktik yediğini ve birkaç hamle sonrasında kale geri kaldığını görüyoruz. Devamında ise bilgisayara göre hala kayıp da olsa ilginç bir fil fedasıyla pratik anlamda oyunu karıştırmayı başarıyor. Karşılıklı birkaç hatanın ardından 17. Ae6+ hamlesi tam bir bitirici vuruş. Öyle ki atını da feda ederek rakip şahın zayıflığını iyice arttırıyor ve rakibini terke zorluyor. Terk edilen pozisyonda aynı zamanda zaten 4 hamlede mat mevcut ve Einstein bunu hesaplamış gibi görünmekte. Bugünün bilgisayarlarıyla Ae6+ hamlesini analiz ettirdiğimizde hamlenin bulunmasının çok zor olduğunu ifade eden !! yani harika bir hamle olduğunu görüyoruz. Lakin açılıştaki ve saldırı sırasındaki hataları yüzünden Einstein adına oyunun doğruluk oranı %60.

Sonuç: Einstein ve Satranç

Her şeyden önce yukarıdaki bilgilerin kesinliği kanıtlı bilgiler olmadıkları ve yanlış olabileceklerini belirtmemizde fayda var. Ancak doğru olduklarını varsayarak üç oyuna baktığımızda Einstein için satranç seviyesi usta seviyesinde olmasa da oldukça maharetli bir seviyede biriymiş diyebiliriz ki 20. yüzyılın en büyük dehalarından birinden de elbette bu beklenirdi…

Kaynakça

  1. Albert Einstein – Vikipedi. (2004, May 28). https://tr.wikipedia.org/wiki/Albert_Einstein
  2. The chess games of Albert Einstein. (n.d.). https://www.chessgames.com/player/albert_einstein.html
  3. Satranç – Vikipedi. (2005, April 12). https://tr.wikipedia.org/wiki/Satran%C3%A7#:~:text=Satran%C3%A7%2C%20MS%206.%20y%C3%BCzy%C4%B1lda%20Hindistan,kraliyet%20oyunu%22%20olarak%20an%C4%B1lmaya%20ba%C5%9Fland%C4%B1.
  4. Einstein vs. Emanuel Lasker, Part 1: Einstein and Chess (2023, March 17). – @HitomiKatsuragi. Chess.com. https://www.chess.com/blog/HitomiKatsuragi/einstein-vs-emanuel-lasker-part-1-einstein-and-chess
  5. Albert Einstein vs J. Robert Oppenheimer. (2021, January 16). Chess.com. https://www.chess.com/blog/ThummimS/albert-einstein-vs-j-robert-oppenheimer

Satranç, onun uygulayıcısını ele geçirir, zihin ve beyini öyle bağlar ki, en güçlü karakter bile içsel özgürlüğü ve bağımsızlığı etkilenmeden duramaz.

Albert Einstein
Ali Çulhaoğlu profil fotoğrafı

Ben Ali Çulhaoğlu. Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi 4. sınıf öğrencisi ve stajyer doktorum. İlgi alanlarım olan biyolojinin alt dalları, satranç ve popüler bilim konuları hakkında araştırmalar yapmakta ve yazılarımı kurucu ortaklarından olduğum Sapiens Medya aracılığıyla sizlere aktarmaktayım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir