Bilimsel MakalelerSosyal BilimlerTarih

Kartaca Ticaret İmparatorluğu

Kartaca Ticaret İmparatorluğu, var oldukları süreç boyunca Akdeniz’in önemli güçlerinden biri olmuştur. Bu kritik konum onları Akdeniz’in diğer güçleri ile de iletişime ve ticarete itmiştir. Bu süre zarfında aynı zamanda bilinen dünyanın sınırlarını aşarak daha uzak noktalara yolculuk etmişlerdir. Bu yolcukluklar onlara yeni kazanımlar elde etme şansı vermiştir. Bu makalede, Kartaca’nın bölgedeki yayılmacılığına ve ticaretteki konumuna değineceğiz.

Kartaca Ticaret İmparatorluğu – Giriş

Pön kolonisi başlangıçta Afrika kıyılarında yerel işlerini yürüterek işlerin inceliklerini öğrenmeye başlamış olmalıydı. Ancak birkaç yüzyıl içinde denizcilik faaliyetlerinde doğudaki atalarına rakip olacak bir düzeye kesinlikle yükselmişlerdi. Fenike gücünün MÖ VII. yüzyılda zayıflamaya başladığında, keşiflerin meşalesini ileriye taşıyan Kartaca oldu ve onu bilinmeyen diyarlara cesurca götürdü. Bu, eski ticaret yolları ağını sadece korumakla kalmayıp aynı zamanda bilinen dünyanın en uzak köşelerine kadar genişleterek başardıkları geniş bir deniz imparatorluğu kurarak gerçekleştirildi. Artık altın, gümüş, bakır, kurşun, kalay, tuz, tahıl, deri, şarap, yağ, tekstil, mücevher, fildişi ve daha birçok mal, deniz yolları boyunca giderek artan bir hızla taşınıyordu.

Bu Kartacalı ticaret ağı, tüccar, askeri ve keşif gemilerinden oluşan deniz filolarının konuşlandırılmasıyla inşa edildi ve sürdürüldü. Örneğin tüccar filoları, malların toplu taşınması için iş gücünü sağlıyordu. Askeri filolar ise saldırganlara ve rakiplere karşı koruma sağlıyordu. Son olarak, keşif filoları yeni ticaret noktaları ve koloniler kurarak Kartaca deniz imparatorluğunun bel kemiğini oluşturuyordu. Biz de bu gruba odaklanacağız.

Bu türden daha fazla yazıya ulaşmak için Tarih kategorimizi ziyaret edebilirsiniz.

Peki, Bu Keşif Filoları Nasıl Görünürdü?

Bu filolar, kürekler ve yelkenlerle hareket eden ahşap galeri gemilerinden oluşurdu. O dönemde yaygın olarak kullanılan çeşitli tipler vardı, bunlar arasında popüler olan Pentekontera ve daha sonra gelen bireme ve trireme modelleri bulunuyordu. Küçük filolar sadece birkaç gemiden ve toplamda yüz kadar adamdan oluşabilirdi. Ancak zamanla Kartaca büyüdükçe, onlarca gemi ve on binlerce adam taşıyan daha büyük keşifler göndermeye başladılar. Bunu yapmak kolay bir iş değildi, çünkü bu tür keşiflerin inşa edilmesi, donatılması, personel sağlanması ve tedarik edilmesi inanılmaz derecede pahalı olabilirdi. Dolayısıyla, bu büyük keşif filoları, zengin özel yatırımcıların veya hükümetin hazinesini kullanabilecek politikacıların desteğini gerektirirdi. Karşılığında, bu sponsorlar sadece önemli mali getiri değil, aynı zamanda böyle bir keşif başlatmanın prestijini de beklerlerdi. Örneğin, Kartaca’daki tapınakları süsleyen keşif hazineleri ve şehirdeki herkesin görebileceği ilgili maceraları anlatan yazıtlar kayıtlarda yer alıyor.

Kartaca Ticaret İmparatorluğu - Pentekontera modeli
MÖ V. yüzyıla ait bir Pentekontera modeli. (Kaynak: Wikipedia)

Kartaca Ticaret İmparatorluğu – Keşif Süreci

Gemiler, ya kürek ya da yelken gücüyle limanlarından ayrılarak yola çıkardı. İyi bir günde bir kaptanın yaklaşık 100 km yol kat edebileceği söyleniyor. Teorik olarak, bir gemi 1600 km genişliğindeki Akdeniz’i yaklaşık 2-3 hafta içinde geçebilirdi. Ancak işler bu kadar basit değildir. Gemilerin, sınırlı alan nedeniyle sık sık durup dinlenmeleri ve yeniden ikmal yapmaları gerekiyordu. Bu nedenle gemiler genellikle gece için bir limana veya sahile yanaşarak mürettebatın kamp kurması, malzeme toplaması, yemek pişirmesi ve uyumasına izin verirdi. Bu günlük etkinliğin, tanıdık ve dostane bölgelerde nasıl gerçekleştiği ile bilinmeyen ve potansiyel olarak düşmanca topraklarda nasıl gerçekleştiği arasındaki büyük farkı hayal etmek gerekir.

Kıyıya yakın seyretmenin bir başka nedeni de açık denizlerin tehlikelerinden kaçınmaktı. Sert denizler ve fırtınalar, gemiyi kolayca batırabilir ya da parçalayabilirdi. Ancak sığ suların da kendi riskleri vardı. Gizli kum bankları veya kayalar bir gemiyi kolayca batırabilir, ancak bu durumlarda mürettebatın hayatta kalma şansı daha yüksek olurdu. Bu nedenle, denizde seyahat eden filolar hareketlerinde son derece dikkatli olmak zorundaydı.

Peki, Bu Çağda Kaptanlar Nasıl Yönlerini Bulurdu?

Genellikle eski kaptanlar, gündüzleri kara işaretlerini, geceleri ise yıldızlar ve ayı kullanarak konumlarını belirlerdi. Ayrıca, gün boyunca tuttukları rotayı ve kat ettikleri mesafeyi not ederek yolculuklarının ne kadar ilerlediğini tahmin ederlerdi. Referans olarak, kaptanlar kendilerinden önce bu rotalarda seyahat etmiş olanların ürettiği günlükler ve basit haritalara başvururdu. Sıkça seyahat edilen rotalar hakkında bolca bilgi bulunurken, ıssız bölgelerde durum tam tersiydi. Bazı durumlarda, kaptanlar belki de birkaç kez tercüme edilmiş ve onlarca ya da hatta yüzyıllar öncesine ait tek bir denizcinin notlarına güvenmek zorunda kalırdı. Diğer zamanlarda ise hiçbir bilgiye sahip olmazlardı. Bu durumlarda, filo son derece dikkatli bir şekilde ilerlemek zorunda kalırdı. Kartacalı kaptanlar, suyun derinliğini ölçmek için ses ağırlıkları kullanır ve hatta deniz tabanından malzeme çıkararak analiz yapabilirlerdi.

Dikkatli notlar tutmak, bir kişinin eve dönüş yolunu bulması açısından kritik öneme sahipti ve keşif yolculuğunun son derece değerli bir ürünü olurdu. Bir kaptanın notları, seyir rotaları, liman listeleri, tehlikeli bölgelerle ilgili uyarılar ve karşılaşılan coğrafi ve etnolojik tanımlamalar gibi zengin bilgiler içerirdi. Bu tür notlar, Yunanca’da “periplus” olarak bilinirdi. Antik dünyada bir atlasa en yakın şey olarak işlev görürdü. Bu notlar, Akdeniz genelinde yaygın olarak dağıtılır ve tercüme edilir. Kopyaları ise nesiller boyu aktarılırdı. Ancak, antik dünyanın en ünlü periplileri, Kartaca’nın en büyük kaşifleri Hanno ve Himilco tarafından yazılmıştır.

Kartaca Ticaret İmparatorluğu – Kaşifler

Her iki kaşif de MÖ 6. yüzyılda yaşamış ve muhtemelen çağdaştı. Neredeyse kesin olarak belirtmek gerekirse, bu kaşifler zengin aristokratlardı. Seferlerini kısmen ya da tamamen finanse edebilmiş olabilirler. Birlikte, Akdeniz’in ötesindeki toprakları keşfetmek için Atlantik Okyanusu’na doğru yelken açtılar. Herkül Sütunları’nı geçtikten sonra, iki kaşif farklı yönlere ayrıldılar.

Denizci Himilco’nın Seferi

Himilco’nun yolculuğu kuzeye doğru oldu. Ne yazık ki, maceralarının tam anlatımı kaybolmuş ve geriye sadece daha sonraki yazarların alıntıları ve referansları kalmıştır. Bu nedenle, Himilco hakkında ya da filosunun bileşimi hakkında çok az şey biliyoruz. Ancak, asıl hedeflerinin gizemli Kalay Adaları’nı bulmak olduğu biliniyordur.

Himilco, kalayın ana kaynağını bulmak amacıyla dağıtım yolunu takip etmeye çalışmış görünüyor. Kalayı, hattın bir aracısından almak yerine, orijinal tedarikçiden ucuza satın alırsa kâr marjının çok daha yüksek olacağı kesindi. Böylece Himilco, ana Fenike topraklarından batıya, kalay ticaret rotasının önemli bir merkezi olan İberya’ya doğru yola çıktı. Burada, pazarda oldukça aktif olan Tartesos kabileleriyle karşılaştı. Bölgede bir miktar kalay üretiliyordur. Ancak bunun çoğu kuzeydeki kendi ticaret yollarından ithal ediliyordur. Himilco, bu ve diğer rotaları izleyerek batı Avrupa kıyılarında haftalarca yol aldı. Bu süre zarfında, ikmal yapmak, ticaret yapmak ve bilgi toplamak için durakladı.

Kartaca’dan gelen bu kaşif için yolculuk ilerledikçe her şey daha tuhaf hale gelmiş olmalı. Görünüşe göre, deniz yolculuğunu oldukça yavaşlatan yoğun deniz yosunlarından, adamların kürek çekerek çıkmak zorunda kaldıkları durgun sulardan, doğru bir şekilde seyir yapmayı imkansız hale getiren yoğun sislerden ve onları rahatsız eden korkunç deniz canavarlarından bahsediyor. Efsaneler diyarına yapılan bu yolculuk oldukça korkutucu olmalıydı ve dört ay sürdüğü söylenir. Yetersiz kayıtlarımızdan ne kadar ilerledikleri tam olarak anlaşılmasa da, bazı tarihçiler onların Fransa’nın Bretonya bölgesine ya da İngiltere’nin Cornwall bölgesine kadar gitmiş olabileceklerini tahmin ediyor. Ancak Himilco geri döndüğünde, inanılmaz maceralarını anlatacak ve tabii ki bu maceralardan elde ettiği büyük kazançları toplayabilecekti. Onun inanılmaz Periplusunun kalıcı etkisi, 800 yıl sonra bile hala yazılacak kadar büyük olmuştu. Ancak, rotasının tam ayrıntıları, başkalarının efsanevi Kalay Diyarı’nı bulmalarını istemeyen Kartacalılar arasında sıkı bir şekilde korunan bir sır olarak kalmış görünmektedir.

Kâşif Hanno

Bu dönemin diğer ünlü Kartacalı kaşifi Himilco’nun çağdaşı Hanno idi. Neyse ki, onun anlatımının kısaltılmış bir Yunanca çevirisi antik çağdan günümüze ulaşmıştır ve bu nedenle seferini daha iyi bir şekilde anlatma imkanına sahibiz. Bu seferin, 30.000 kişiyi taşıyan 60 Pentekonteralık büyük bir filo ile başladığı bildirilmektedir. Filo, mürettebatın yanı sıra büyük bir koloni grubunu da içeren çok sayıda yolcu ve çeşitli malzemelerle doluydu (bkz. Hanno Periplus).

Kartaca Ticaret İmparatorluğu - Hanno ve Himilco haritası
Hanno ve Himilco’nun keşif haritaları. (Kaynak: Rome: Origins to Julius Caesar)

Kartaca Ticaret İmparatorluğu – Kuzey Afrika

Kartacanın ticarete ve denizlere olan etkisi kuruluşundan yaklaşık üçyüz yıl sonra görünür hale gelmiştir. Bu gelişim ile birlikte Libyalılara ödedikleri haraçtan vazgeçmeye çabalamışlarsa da geri adım atmak zorunda kalmışlardır. Öte yandan kıyılarda olağanüstü kabul edilebilecek ilerleme sağladılar. Yeni ticaret kolonileri kurdular Özellikle batıdaki eski Fenike kolonileri olan Hadrumetum, Achalla, Neapolis’in Kartaca desteğini aldığını söylemek mümkündür. Kuzeyde ise Hippacra gibi merkezlerde hakimiyet sağlamışlardır. Hatta egemenlik sahalarını daha da güneye taşıyarak eski Fenike kolonisi Leptis’i kendi himayelerine almışlardır.

Dorieus ile Karşılaşma

VI. yüzyılın sonlarına doğru Kartaca bu kıyılardaki hakimiyetini daha da ileri taşımak adına Dorieus liderliğindeki Cinyphus’a yerleşmeye çalışan Yunan kolonistlere karşı harekete geçti. Kartaca’nın Yunan kolonistleri sindirme isteğinin kaynağı Leptis’in güvenliğini sağlamaktır. Koloni daha genç olduğu için potansiyel bir Yunan göçmen akınını kaldıramazdı. Dorieus’un rehberleri Thera’dan gelen adamlardı. Ancak rehberlerin desteğine rağmen Dorieus’un yeni yerleşimi yalnızca üç yıl ayakta kalabilmiştir. Ardından Kartacalılar bölgedeki kolonilerinin bulunduğu mevkiini güvence altına almak adına bölgenin yerli halkı olan Macae olarak adlandırılan Libyalılar ile ittifak kurdu. Böylece yerleşimlerini korumuşlardır. Ama Kartacalılar, Dorieus ile yeniden karşılaşacaktı.

Ayrıca kısa bir süre sonra Cyrene ile Kartaca arasında bir sınırın belirlendiğini söylemek mümkündür. İki yerleşim arasındaki bölgenin ıssız olması belki de bir çatışmayı engellemiş olabilir. Ancak Sallustius, bizlere sınırın belirlenmesi hakkında bir savaştan bahsetmektedir. Lakin bu olayın bu tamamı günümüze kadar aktarılamamıştır. Benzer genişleme Hippacra’nın batısında bulunan bir takım (Hippo Regius, Icosium, Chullu, Tipasa, IOI ve Siga) liman bölgesi Kartaca hakimiyetine girdi. Ayrıca Diodorus’un bahsettiği üzere Kartaca Ebusus’ta bir yerleşim kurmuş ve bu yerleşim yeri Afrika haricinde Kartaca’nın kurduğu ilk yerleşimdir.

Pseudo-Scylax’ın Periplus’u, MÖ IV. yüzyıla ait olduğu tespit edilmiş olsa da ancak daha da eski kaynaklardan yararlanan, Akdeniz’e dair Yunan deniz rehberidir. Rehberde Lepcis’ten Cebelitarık’a kadar Kartaca tarafından yönetildiğini belirtmiştir. Ancak şehirler öz yönetim anlayışını benimsemiştir. Kendi kanunları ve kurumları vardı. Kartaca tarafından hizmete çağrıldıklarında orduda yer alabiliyor veya malzeme tedariği sağlıyorlardı. Ayrıca Kartacalılarla benzer yasal haklara (Evlenme) sahiptiler. Bununla birlikte şehirlerin Kartaca’ya düzenli olarak haraç ödediklerini söylemek mümkündür. Haracın nedeni güvenlik ihtiyacıydı. Lakin Kartaca’nın zayıfladığı dönemlerde de haraç sistemini sürdürmüştür. Fakat ödemelerin nasıl hesaplandığı veya farklı ödeme yöntemleri var mıydı bunları bilmiyoruz. Ancak bu konuların rab tarafından denetlenen ”muhasebeciler” (Msbm) tarafından yönetildiği var sayılabilir. Aynı şekilde Kartaca vatandaşı olmuş Libyalılardan haraç alındığı kayıtlarda mevcuttur.

Kartaca Ticaret İmparatorluğu - Cyrene haritası
Cyrene Haritası. (Kaynak: The History Hub)

Kartaca Ticaret İmparatorluğu – Mısır ile İlişkiler

Kartaca, Mısır ile olan ilişkilerini atalarından devralmıştır. İki devlet arasında iyi bir ticari ilişki mevcuttu. Ancak politik ve diplomatik ilişkilere dair çok az kanıt bulunmaktadır. Buna rağmen Mısır ve Kartaca arasındaki ilişkinin yerleşik bir anlayışa sahiptir. Pön savaşlarında bu ilişkiye dair kanıtlar bulmak mümkündür. Örneğin MÖ 252 yılında Kartacalıların mali sıkıntı yaşaması üzerine Mısır’dan borç istedikleri Appianus tarafından iddia edilmiştir. Ayrıca dönemin firavunu II. Ptolemaios’un Roma ve Kartaca arasında bir barış amaçladığı da belirtilmektedir. Bu borç ilişkisi ile beraber dostluk veya bir askeri antlaşmanın var olduğu düşünülebilir. Lakin temel olarak ilişkiler ticari düzeydedir.

VII. yüzyıldan itibaren Kartaca maddi kültüründe Mısır etkisi görünürdür. Kartaca mezarlarında büyük miktarda Mısır ürünü bulunması bu etkiyi kanıtlar niteliktedir. Aynı şekilde Kartaca dininde Mısır etkisi oldukça belirgindir. Bunun haricinde Pön mimarisinde Mısır’a özgü dekoratif özellikler de görülmektedir. Örnek vermek gerekirse, sözde “Mısır boğazı”, genellikle sütunlu dikdörtgen bir kapının üstünde bulunan içbükey bir saçaklık veya korniş olup, Kartaca tapınak mimarisinin yaygın bir özelliği haline gelmiştir.

MÖ VII. ve VI. yüzyılda Mısır ürünleri popülerdir. Ancak V. yüzyılda bu popülarite düşüş yaşamıştır. Bu düşüş hakkında teoriler birtakım teorileri geliştirilmiştir. Ancak bu düşüsün temel sebebi doğu ticaretinde artan rekabet karşısında Kartaca’nın batıya yönelmesidir. Bununla birlikte IV. yüzyılda ikili arasında ticari ilişkiler yeniden artış göstermiştir.

Ticaret haricinde Mısır’a seyahat eden Kartacalılar olduğu da bilinmektedir. Mısır ile Kartaca arasında kalan Siwah kasabası bu seyahatlerin merkezi olmuştur. Bunun sebebi iki devlet arasında kalan bölgede yer almasıdır. Ayrıca Nil nehri boyunca Memphis’te Pön grafitileri bu seyahatlere somut kanıt oluşturmaktadır. Bu durum Mısır’ın baskın ticaret ortağı olduğunu da göstermektedir. Mısır’ın ticaret yolları üzerinde bulunması onu doğal bir uğrak yer haline getirmiştir. Böylece Kartaca ve Mısır arasındaki temaslar düzenli bir hal almıştır.

Kartaca Ticaret İmparatorluğu - M.Ö. VI. yüzyıl Akdeniz haritası
MÖ VI. yüzyıl Akdeniz haritası. (Kaynak: worldhistory)

Kartaca Ticaret İmparatorluğu – Yunanlar ile İlişkiler

Kartaca ile Yunanistan arasındaki ilişkiler, ataları tarafında başlatılmıştır. Bu ilişkiler Kartaca tarafından sürdürülmüştür. Ancak ilişkiler daha zayıf bir şekilde sürdürülüyordu. Bu değişim anlaşılabilir bir durumdur çünkü Yunanistan, Kartaca’nın birincil ticaret rotalarının ötesinde yer alıyordu. Bu durum, özellikle 573/2’de Babilliler tarafından Tyre’nin düşmesiyle, Doğu ile olan ana temas noktasının kesilmesiyle daha da belirginleşti. Bunun ardından Kartaca, ticaret ve genişleme için çoğunlukla batıya yönelmiştir.

Bununla birlikte, Kartaca’nın ticari düzeyde Yunanlılarla ilişkileri sürdürdüğünü söylemek mümkündür. Başlangıçta birçok mal Yunanistan’dan ihraç edilmiştir. Bu ürünlerin başında seramik gelmektedir. Kartaca’da yoğun bir miktarda Yunan yapımı seramik bulunmuştur. Seramik ürün türleri arasında temel vazo formları, lambalar ve hatta dekoratif maskeler bulunmaktadır. Bu ürünlerin birçoğunun Sicilya, Güney İtalya ve batı kolonilerine götürülüp ardından Kartaca ve imparatorluğunun diğer bölgelerine taşındığı muhtemeldir. Böyle bir bağlantıya dair kanıtlarımız yaygındır. Bununla birlikte Yunan etkisi yerel Pön tarzına da domine etmiştir. Bu etki öyle fazlaydı ki yerel Pön seramik ürünleri ile orijinal Yunan ürünleri ayırt edilemez hale gelmiştir. Hatta Kartaca’nın bu talebi karşılamak adına Yunan ustalar getirtmiş olması da mümkündür. Böylece benzer etkinin heykel ve benzeri lüks eşyalarda da olduğunu söyleyebiliriz. Ancak herhangi bir doğrudan iletişimin varlığından söz etmek zordur. Ayrıca Kartacalıların Yunanistan’da bulunduklarına dair kanıtlarımız da mevcuttur. Ancak bu faaliyetler çoğunlukla ticari amaçlıydı.

Atina ve Piraeus’dan günümüze ulaşan birçok Fenike-Pön yazıt bulunmaktadır. Bu bölgeler, yazıtları denizle ve özellikle deniz yoluyla yapılan ticaretle ilişkilendirir. Yazıtları çoğu iki dilli olarak yazılmıştır. Bununla birlikte bazı yazıtlarda Kartacalıların Yunanistan’daki varlığından söz etmektedir. Örneğin Boeotialılar, Nuba (Numidya kökenli) isimli bir Kartacalı’yı onurlandırmıştır. Metin, Nuba’nın Boeotialılara olan hayırseverliğinden bahsetmektedir. Ancak bu yardımın nasıl yapıldığı hakkında bilgi sahibi değiliz. Lakin böyle bir yazıt, Kartacalıların Yunanistan’da yaygın ziyaretçiler olduğunu göstermektedir.

Atina ile İlişkiler

Atina’da bulunan ve MÖ 330 yılına tarihlenen ikinci bir yazıt da Kartacalıların bölgedeki varlığından bahsetmektedir. Bu yazıt, Synalos ve Bodmilcar isimli Kartacalı delegasyon üyelerini onurlandırmaktadır. Ancak bu onurlandırmanın niteliği hakkında bilgi sahibi değiliz. Ayrıca bu yazıt Kartaca’nın Yunanistan’da resmi diplomatik kanallara sahip olduğunu göstermektedir. Beşinci yüzyıldan sonra her iki taraf arasında da temaslar daha yaygın bir hale gelmiştir. Beşinci yüzyıldan itibaren Atina’nın Kartaca’yı istila etmeyi planladığı ortaya çıkmıştır. Bu istila isteğinin ekonomik sebepli olduğunu söylemek mümkündür. Beşinci yüzyılın ikinci yarısında Kartaca’ya olan ilgi artmıştır. Aristofanes, Hyperbolus’un Kartaca’ya karşı bir filo göndermeyi planladığını belirtir. Plutarkhos ve Tukidides, Atinalıların bu fetih çabalarının Alcibiades tarafından desteklendiğini ancak Perikles önderliğinde bu fikre karşı hareket edildiğini söylemektedir. Bir diğer örnek ise Alcibiades’in Sparta’da Atina planlarını tartışırken söylediği şu sözlere dayanır: “İlk olarak Sicilya’ya gittik, eğer mümkün olsaydı, Sicilyalıları fethedecektik, ardından İtalya’daki Helenleri; daha sonra Kartaca İmparatorluğu’na ve Kartaca’nın kendisine saldırmayı planlıyorduk.”

Sonuç olarak Kartaca, Atinalılar için Batı’da fethedilecek son şehirdir. Ancak Atinalıların Kartaca’dan özellikle tek şehir olarak bahsetmeleri imparatorluğun tam boyutu ve gücü hakkında tam bilgi sahibi olmadıklarını göstermektedir. Genel olarak Kartaca, ataları Fenikeliler gibi Yunan ticaretini kendi münhasır alanlarından dışlamışlardı. Ancak bu durum ilerleyen zamanlardaki ilişkilerin gelişmesine engel olmamıştır. Örneğin Siraküza meselesinde Yunanlar, Kartaca’ya başvurmuşlardır. Ancak olumlu yanıt alamamışlardır.

Paralı Askerler

Kartaca ordularında Yunan paralı askerlerinin artışı, Kartaca hakkında ana karadaki Yunanistan’a bilgi yayılmasında belirleyici bir faktör olabilir. Dördüncü yüzyıldan itibaren, Kartaca ordularında giderek artan sayıda paralı asker buluyoruz. Yunanlıların Kartaca için savaşan ilk kullanımı muhtemelen beşinci yüzyılda Hamilcar ve Hannibal’ın Sicilya işgalleri sırasında gerçekleşmiştir. Ayrıca Pön savaşlarında da aktif olarak Yunanlardan yararlanılmıştır. Özellikle MÖ 255 yılında Regulus’a karşı kazanılan Kartaca zaferi de bir Yunanlının sayesinde oldu. Bu durumda, demoralize olmuş Kartaca ordusunu zafere götüren Spartan komutanı Xanthippus’tu. Xanthippus’un Kartaca’daki varlığının ilginç yanı, Polybius’un, bir Kartaca işe alım görevlisi tarafından Yunanistan’dan getirilen büyük bir Yunan asker grubu arasında bulunduğunu iddia etmesidir. Bu, Kartaca’nın aktif olarak Yunan anakarasından paralı askerler işe aldığını ve üçüncü yüzyılda Sparta gibi devletlerden istekli iş gücü aradığını gösterir. Bu paralı asker kullanımı, ikili arasında ilişkilerin ticaretin de üstünde olduğunu göstermektedir.

Kartaca Ticaret İmparatorluğu - Bagradas savaşı
Xanthippus’un dahil olduğu Bagradas savaşının bir tasviri. (Kaynak: Wikipedia)

Makedonya ile İlişkiler

Kartaca, İskender’in Hellenistlik çağında da Yunanlar ile ilişkilerini sürdürmüştür. İskender ile Kartaca arasındaki temas noktası Tyre kuşatmasıdır. Kuşatma sırasında Kartacalıların bölge halkını tahliye etmeleri sonucunda Büyük İskender bunu bir meydan okuma olarak görmüştür. Bunun neticesinde ise İskender’in savaş ilan ettiği hatta Mısır ve Levant’ın fethinden sonra İskenderiye şehrinin kurulma amacının Kartaca’ya rakip olmak olduğu söylenmektedir. Ancak İskender’in ordusunda on yıl boyunca bulunmuş Hamilcar isimli bir casusun bulunduğu da bahsedilmektedir. Bu casusun İskender’in hareketlerini takip ettiği ve bunları Kartaca’ya rapor ettiği de söylenmektedir. Lakin daha sonrasında idam edilmiştir. İskender’in ölümü Kartacalıların endişe duyduğu bir batı seferinin sadece bir spekülasyon olarak kalmasını sağlamıştır.

Makedonya ve Kartaca arasındaki diplomatik ilişkiler, İskender’in ölümünden sonra da devam etti. İkinci Pön Savaşı sırasında, Hannibal MÖ 215’te Makedonya Kralı V. Philippos ile doğrudan görüşmeler yaptı. Polybius tarafından kaydedilen bu antlaşma, dostluk ve hem savunma hem de saldırı hükümleri içeren resmi bir antlaşmaydı. Antlaşma, doğu kökenli bir Fenike-Pön diplomatik tekniği kullanıyordu ve iki devlet arasındaki yabancılığı vurguluyordu. Antlaşmada, her iki tarafın birbirine karşı alçak pusular ve hileler yapmasını yasaklayan bir madde bulunuyordu. Philippos’un alt devleti, Kartaca ile ilişkilerin bozulması durumunda tehdit altındaydı. Antlaşmanın sonunda, her iki tarafın isteyebileceği diğer maddelerin eklenip çıkarılabileceği belirtilmiştir. Bu, gelecekteki değişikliklere uyum sağlamak içindir. Antlaşma, iki devlet arasında güvensizliği koruyarak, Roma’nın yokluğunda diplomatik ilişkilerin sürdürülmeyeceğini gösteriyordu.

Kartaca Ticaret İmparatorluğu - V. Philippos'un bir büstü
V. Philippos’un bir büstü. (Kaynak: Wikipedia)

Epirus ile İlişkiler

Aynı şey Epirus için de söylenebilmektedir. Adriyatik kıyısında bulunan ve olası bir ticaret noktası olan Epirus ile Kartaca arasında barış zamanında fiziksel bir temas görülmemektedir. Sahip olduğumuz tek edebi bağlantı, üçüncü yüzyılın ilk çeyreğinde Pyrrhus ile Kartaca arasında önerilen bir antlaşmadır. Görünüşe göre, Kartacalılar barış için oldukça istekliydiler ve buna uygun olarak para ve gemi sağlamaya hazırdılar. Ancak Pyrrhus, başarısından dolayı gururlanarak, Kartacalıların Sicilya’dan tamamen çekilmesi ve Libya Denizi’ni kendileriyle Yunanlılar arasında doğal sınır olarak kabul etmeleri halinde bir barışın değerlendirileceğini belirtti. Doğal olarak, Kartacalılar bu teklifi reddetti ve düşmanlıklar başladı. Ancak, Epirus ile Kartaca arasındaki herhangi bir diplomatik temasın tek nedeni, Pyrrhus’un Sicilya’yı işgal etmesi ve dolayısıyla Kartaca faaliyet alanına girmesiydi; aksi takdirde böyle bir temasın gerçekleşmeyeceği varsayılabilir.

Pyrrhus büstü
Pyrrhus büstü. (Kaynak: Wikipedia)

Kartaca Ticaret İmparatorluğu – Etrüskler ile İlişkiler

Merkezi İtalya ve Kartaca, savaşmaya başlamadan önce yüzyıllar boyunca süregelen kalıcı bir ilişki sürdürmüştü. Bu ilişki, Romalıların öncüsü olan Etrüskler ile ticaret ve dış politika dahilinde başlamıştı. Etrürya, Kartaca’nın dış işlerinde önemli bir rol oynamıştır, bu büyük olasılıkla Sardunya’daki Fenike yerleşimlerinden kaynaklanmaktadır.

Ticaret

Kartaca, MÖ VII. yüzyıldan sonra Etrüskler ile ticari ilişkiler geliştirmiştir. Kartaca’nın Etrüsk ticaretine olan ilgisinin sebebi zengin metallerdi. Kartacalılar, Güney İspanya ve Sardunya’da iyi metal üreten bölgelerde yerleşmiş olsalar da, Etrüskler onlara bol miktarda bakır ve metal sunmaktadır. Aynı şekilde, Sardunya da Etrüsklere gümüş ve kurşun ticareti sunmuştur. Sardunya ve Batı Sicilya’da bulunan birkaç Kartaca limanı, İtalya’nın batı kıyılarıyla ticareti kolaylaştırmak için iyi bir konumdaydı. Etrüsk kıyısında bulunan Caere limanında bulunan kalıntılar bu ticareti kanıtlar niteliktedir. Hatta Roma egemenliğinde bu liman Pön anlamına gelen Latince ”Punicum” olarak isimlendirilmiştir. Ayrıca Kartaca mezarlarında Etrüsk tarzında bir tablet bulunmuştur. Tablet üzerinde Etrüskçe ”Ben Kartacalı bir Pön insanıyım” yazmaktadır. Dolayısıyla bu mezar muhtemelen Kartacalı bir iş insanına aittir.

Kartaca ve Etrüskler arasındaki ilişkiler Caere’de bulunan altın levhalarda bir kez daha gözler önüne serilmektedir. Etrüskçe ve Pönce yazılmış bu levhalar, Kartaca’nın eski müttefiki Caere’nin kralı Thefarie Velianas veya Veliiunas tarafından adanmış Astarte’ye – Etrüsk tanrıçası Uni ve Roma’nın Juno’su ile özdeşleştirilen – bir tapınağı anmaktadır. İki yüzyıl sonra, Aristoteles, Kartacalılar ve Etrüskler arasındaki ticaret ve ticaret anlaşmalarını, bu tür bağların devletleri tek bir siyasi varlık haline getirmediğinin aşikar bir örneği olarak not ederken, “ithalat konusunda anlaşmaları ve sahtekarlıktan kaçınma sözleşmeleri ile karşılıklı savunma için ittifak antlaşmaları” olarak tanımlamaktadır. Bu, yaklaşık MÖ 500’de yeni doğan Roma Cumhuriyeti ile yapılan antlaşmaya da uygun düşmektedir.

Phocaealılar ile Mücadele

Kartaca Ticaret İmparatorluğu ile Etrüskler arasındaki ticari ilişkiler daha sonralarda askeri bir ittifaka dönüşmüştür. Pers istilasından kaçan mülteci Phocaealı Yunanlar batıya gelmişti. Onların gelişiyle beraber onların faaliyetlerinden tedirgin olan iki devlet bir olarak onlarla mücadele etmiştir. Buradaki temel hedef Tiren Denizini korumaktır. Ancak müttefik kuvvetler, Phocaealılar karşısında mağlup olmuştur. Buna rağmen mülteci Phocaealılar, güney İtalya’ya yerleşme kararı almıştır. Sonraki zamanlarda ise Massilia’ya yerleşen Phocaealılar, Kartaca ve Etrüskler ile daha olumlu bir ilişki modeli izlemiştir. Bununla birlikte bölge ticaret üçlü için de faydalı olmuştur. Hatta Yunanlar Etrüsk şehirlerine yerleşiyor ve onlarla evlilikler gerçekleştiriyordu.

Etrüsklerin Zayıflaması

Himera ve Cumae’deki kayıplar, Etrüskleri zayıflatmıştır. Sonuç olarak Etrüskler artık Kartaca ile eşit değildir ve ticari ilişkilere geri döndüler. Syracuse’lu Dionysius tarafından Pyrgi’deki Etrüsk-Kartaca tapınakları yağmalanmıştır. Bu tapınaklar, her iki millet için de dini işleve sahipti. Yağmalanan külçe miktarı, tapınakların hala tam kapasiteyle çalıştığını ve her iki devletin kârlı ticareti tarafından iyi korunduğunu göstermektedir. Kartacalılar ve Etrüsklerin birlikte savaşa katıldığı son örnek, Etrüsklerin etkisinin azalmasının bir göstergesidir. Etrüsk paralı askerlerinin MÖ 311 ve 310 yıllarında Agathocles ile olan savaş sırasında Kartaca ordusunda savaştığını görmekteyiz. Bunlar, Kartaca’da müttefiklerine yardım eden Etrüsk düzenli birlikleri değil, paralı asker veya muhtemelen sürgünde olan Etrüsklerdi. Dördüncü yüzyıla gelindiğinde, Kartaca Ticaret İmparatorluğu ile Etrüskler arasındaki ittifakın yeniden ticari temele döndüğü kesin gibi görünmektedir.

Etrüskler haritası
Etrüskler haritası. (Kaynak: Wikipedia)

Sonuç

Kartaca Ticaret İmparatorluğu, denizcilikteki ustalığı ve ticaretteki yenilikçiliğiyle antik dünyanın en güçlü ticaret imparatorluklarından birini kurdu. Keşif filolarıyla bilinmeyen toprakları keşfederek yeni pazarlar açan ve stratejik diplomasi ile askeri gücünü pekiştiren Kartaca, sadece ticari bir merkez değil, aynı zamanda siyasi ve askeri bir dev olarak da tanınmıştır. Geniş ticaret ağları, zengin kültürel etkileşimleri ve güçlü ittifakları sayesinde Kartaca, Akdeniz dünyasında kalıcı bir miras bıraktı. Onun tarihi, hem ticaretin hem de diplomasinin gücünü gösteren önemli bir ders olarak bugün de yankı bulmaktadır.

Kaynakça

  • Hoyos, Dexter. The Carthaginians. Routledge, 2010.
  • Bryher. The Coin of Carthage. Houghton Mifflin Harcourt P, 1963.
  • Miles, Richard. Carthage Must Be Destroyed: The Rise and Fall of an Ancient Civilization. Penguin, 2011.
  • Herodotus. The Histories. Oxford Paperbacks, 2008.
  • Lancel, Serge. Carthage. Wiley-Blackwell, 1997.
  • Matyszak, Philip. Forgotten Peoples of the Ancient World. Thames and Hudson, 2020.
  • Gilman, Arthur, and Alfred J. Church. Kartaca: Bir Afrika İmparatorluğunun Yükselişi ve Çöküşü. 2021.
  • Guzzo, Maria Giulia Amadasi. Kartaca. 2016.
  • Appianos. Roma Tarihi – Afrika. 2022.
  • Cyrene, Libya  – Wikipedia.
  • Hanno the Navigator – Livius.org.
  • Macae – Dictionary of Greek and Roman Geography (1854)
  • Haynes, S. (2000). Etruscan Civilization: a Cultural History.
  • Dindorf, L. A., Polybius, & Polybius, L. A. (2023). Polybiou historia: Polybii Historia, Volumes 1-2. Legare Street Press.
  • Xenophon. (2017). Hellenica: Xenophon. CUP Archive.

Merhaba, ben Bahadır. İstanbul Aydın Üniversitesinde tarih bölümü okuyorum. Hem ilgi alanım hem de okuduğum alan olması sebebiyle Sapiens Medya'da tarih yazarlığı yapmaktayım. Tarih haricinde ise felsefe, sosyoloji ve arkeoloji ile de ilgilenmekteyim. Bunun haricinde daha öncesinde Instagram üzerinden tarih içerikleri paylaşıyor olmam ile birlikte popüler tarih yazarlığı konusunda deneyimim mevcuttur.

Selamlar, bendeniz Ahmet Ege. Namıdiğer Marslı. NASA sponsorluğunda Future Engineers tarafından düzenlenen çeşitli yarışmalara katılım sağladım. Genel anlamda "STEM (Bilim, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik)" disiplinlerini içeren konular ve alt konularda çeşitli projeler ürettim. Bazı projelerim kabul edildi. IBM'in "Qubit by Qubit" kuantum programlama kursu mezunuyum. "@bir_marslinin_gunlugu" kullanıcı isminde bir Instagram hesabım mevcut. "Bilim Tarihinde Bugün", "Bilim Ülkesi Türkiye" ve "Ötegezegen Manzaraları" gibi pek çok paylaşım serisinde imzam bulundu ve Sapiens Medya'yla bulunmaya devam ediyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir