Alzheimer Nedir? Alzheimer Hakkında Bilgiler
Alzheimer hastalığı nedir? Bu yazıda Alzheimer hastalığının belirtileri, nedenleri ve tedavisi hakkında bilgi edinebilirsiniz.
Alois Alzheimer tarafından tanımlanan ve demansın en büyük nedeni sayılan Alzheimer hastalığı, beyin fonksiyonlarında bir düşüşe sebep olan ilerleyici nörodejeneratif bir rahatsızlıktır. Bireyin yaşamsal aktivitelerini gerçekleştirememesine neden olduğu için dolaylı yoldan ölümcül hastalık kategorisine girer. Daha çok 65 yaş sonrasında görülen bu hastalık, gelişen dünya koşulları nedeniyle ortalama ömrün artmasına paralel olarak yaşlı nüfusun da artmasıyla daha büyük bir ehemmiyet kazanmıştır. Bu makalemizde ana hatlarıyla yukarıda özetlenen “Alzheimer nedir?” sorusunu derinlemesine inceleyeceğiz.
Bu konuda daha fazla yazımızı okumak için Tıp kategorimizi ziyaret edebilirsiniz.
Alzheimer Nedir: Demans (Bunama) ve Alzheimer Hastalığı
Alzheimer hastalığı nedir sorusuna cevap bulmak için demans hastalığını daha yakından incelememiz gerekmektedir. Demans beyin fonksiyonlarında oluşan bir düşüşle karakterizedir. İlerleyen bellek kaybı, kafa karışıklığı ve gibi semptomlar gösterir. Yani kişinin yaşamı boyunca edindiği ve öğrendiği bilişsel yeteneklerini zamanla kaybediyor oluşudur. Beyin dokusundaki mikroskobik bir hasara bağlı oluşan demans birden fazla hastalığa bağlı olarak ortaya çıkabilir. Nadir durumlarda tedavi edilebilir bir hastalık nedeni sonucu ortaya çıkmaktadır ve en olası sebebi Alzheimer hastalığıdır.
İlerleyici nörodejeneratif bir rahatsızlık olan Alzheimer hastalığına gösterdiği semptomları vasıtasıyla tanı konur. Ek olarak beyin taramaları, kan tahlilleri ve nöropsikolojik testler de hastaya uygulanabilmektedir. Çoğunlukla 65 yaşın üzerinde görülmektedir. Her geçen gün gelişen teknolojiyle ortalama ömrün artmasına bağlı olarak vaka sayılarında artış gözlemlenmektedir. (Bknz. Görsel 1) (1.) Yaşa bağlı artmasının altındaki neden bölünme yeteneğinden yoksun nöronlarımızın da bizlerle beraber yaşlanıyor olmasıdır. İlerleyen yaşla beraber beynimizde yalnız nöron sayısında değil bağlantı sayısında da düşüş gerçekleşir. Lakin bu durum için bütün beyinde azalma tanımı doğru değildir, yaşa bağlı olarak her bölgede kendine özgün miktarda artış ya da azalış paterni gözlemlenebilir.
Alzheimer Nedir: Alzheimer Hastalığı Tarihçesi
Alzheimer nedir sorusunun cevabına kısa bir ara verip Alzheimer kimdir sorusuna dönmemiz yerinde olacaktır. Hastalığın isim babası olan Alois Alzheimer Alman bir nöropatalogtur. 14 Haziran 1864 tarihinde Almanya’nın Bavyera eyaletinde bulunan bir kasaba olan Markbreit’ta dünyaya gelen Alzheimer Berlin, Tübingen ve Würzburg Üniversitelerinde eğitim gördü. Histopatolojideki en büyük atılımında Münih’te kliniğinde çalıştığı Kraepelin’in önemli yeri oldu. Kraepelin zihinsel bozuklukların altında biyolojik temeller olduğunu savunuyordu. Alzheimer da bu görüşü devam ettirdi ve beynin akut sifilitik enfeksiyonları ve alkolizmin sebebiyet verdiği hasar gibi alanların araştırılmasında büyük rol oynadı. (12.)
İlk olarak hafıza kaybı ve zamansal-mekânsal algılarında sorun yaşayan genç bir hastası kariyerinde önemli bir rol oynadı. Sonrasında idrarını tutamaya ve yatalak hale gelmeye başlayan hastasını ölene kadar yani 3.5 yıl takip etti. Hasta hayatını kaybedinceyse Alois Alzheimer, ölen hastasının beynini incelemek üzere Münih’e götürdü. Kraepelin ve iki İtalyan hekimle incelemelere başlayan Alzheimer, atrofiye uğramış beyinde boyama usulüyle amaloid plak ve nörofibriller yumakları tanımlamayı başardı. 1906 yılında ekiptekiler bu hastalığı “presenile dementia” (prensil demans) olarak isimlendirler. Sonrasındaysa Alman psikiyatrist Emil Kraepelin, bu hastalığı Alzheimer hastalığı olarak nitelendirdi. (4-6.)
Bellek Nedir?
“Alzheimer Nedir” sorusuna daha iyi cevap vermek ve hastalığı daha iyi anlamak için belleğin de ne olduğunu öğrenmek önemlidir. Bellek özgün deneyimde rol oynayan nöronların senkronize bir şekilde ateşlenmesiyle geçmiş deneyimlerin yeniden yaratılmasıdır. Bu noktada yeniden deneyimlemenin doğrudan bilince verildiğini, bir yorumlama veya çıkarım eyleminin ürünü olmadığını söylemeliyiz.(13.) Bileşke ateşleme, deneyimi tekrar oluşturur ardından anı üretir. Anı üretimi vücuda gelen duyusal bilgi bombardımanlarıyla başlar. Çoğu duyusal bilgi bir saniyeden de kısa bir süre içinde unutulmaktadır. Temporal lobun iç kısmında yer alan hipokampus gelen duyusal bilgileri birleştirip tek bir deneyim oluşturur. Korteksle beraber çalışarak unutulması veya unutulmaması gereken bilgilere karar verir. Böylelikle deneyimi kısa dönem belleğe gönderir. Bu belleğin diğer ismi yankı belliğidir çünkü ezberlenmeye çalışılan bilgileri akustik kodlama yöntemiyle kafamızda sesli bir şekilde tekrar etmekteyiz.
Hipokampus anıların kısa dönem bellekten uzun dönem belleğe aktarımında kilit rol oynar. İlk olarak sarmal haldeki dokunun etrafında nöral aktivite oluşur. Devamındaysa hipokampal nöronlar uzun süreli potansiasyon süreciyle kalıcı kodlamayı başlatırlar. Ancak anının beyinde konsolidasyonu (sağlamlaştırılması) iki yılı bulmaktadır. Bu süreç boyu uyku esnasında deneyimi kodlayan nöral ateşlemeler hipokampus ile korteks arasında aktiftir. Nihayetinde bu süreç ağın hipokampustan kortekse geçmesini sağlar. Bu sayede hipokampus boşalır. Beynimizde uzun vadeli anıları işitsel bellekte bağlantı kurarak değil aksine soyut bir biçimde saklarız. Diğer anılarıysa duyusal yankı biçiminde saklamaktayız. Hatırlama nöronları ateşlenmeye meyilli hale getirir ve tekrar tekrar oluşturma anının geri çağrılmasını kolaylaştırır. (1-10.)
Hipokampusun bilgiyi depolamasıyla ilgili yapılan ilginç bir çalışmada Londra’daki taksi şoförlerinin hipokampsuları incelenmiştir. Sonuç olaraksa hipokampuslarının arka kısmının normalden çok daha büyük olduğu gözlemlenmiştir. Bu bölge spesifik olarak “hipokampal formasyon” olarak adlandırılmaktadır ve de mekansal bellek oluşumunda önemli bir yere sahiptir.(9.)
Bellek Çeşitleri
Farklı tür amaçlar için beş tür belleğimiz bulunmaktadır.
- Epizodik (bölümlü) bellek, duyum, duygu ve deneyimlerin tekrar oluşturulmasıdır. Günlük olayların hafızası olan bu bellekte anılar genel olarak gözümüzün önünde “film şeridi gibi” oluşurlar.
- Semantik bellek kişisel olmayan, gerçeğe dayalı ve kavramsal genel bilgiyi bulundurur. Örneğin genel kültür ve kurallar bu belleğin dahilindedir.
- Çalışma belleği bilginin kullanılana kadar tutuluşudur. Özetle geçici tutulduğu ve üzerinde değişiklikler yapıldığı bileşendir.
- Prosedürel (bedensel) bellek yürüme, bisiklet sürme gibi yaşam sürecinde öğrendiğimiz hareketleri barındırmaktadır.
- Örtük bellek sahip olduğumuzu bilmediğimiz bellektir. Örnekleyecek olursak yeni tanıştığınız birini sevmediğiniz birine benzettiğiniz bir senaryoyu hayal edin. İşte bu noktada örtük bellek ona karşı bilinçsiz bir hoşnutsuzluk duymanıza sebebiyet verebilmektedir. (1.)
Alzheimer Nedir: Alzheimer Hastalığının Oluşumu
Yaşlanmayla beraber doğal dejenerasyon kapsamında sinir hücrelerinde de ölümler meydana gelir. Yapılan araştırmalar beyin hacminin yirmili yaşlardan doksanlı yaşlara kadar yüzde 5 ile 10 oranında küçüldüğünü göstermektedir. Ve bu da bize yaşlandıkça fizyolojik olarak nöronlarımızda budanmanın olduğunu göstermektedir. Aynı zamanda yaşlılarda beynin oluklarının genişlemesi, yumak ve plak oluşumu gibi topografik değişimlere de fizyolojik olarak rastlanır lakin Alzheimer hastalığında bu süreç çok hızlı ve erken olmaktadır. (bkz. Görsel 2)
Alzheimer hastalığı bulunan bireylerin beyinlerinde nöron, sinaps ve nörotransmitter (asetilkolin) maddelerde kayıp, amiloid plak ve nörofibriller yumak birikimiyle karakterizedir. Yapılan araştırmalar sonucunda amiloid plakların amiloid beta, nörofibriller yumaklarınsa tau proteini olduğu gözlemlenmiştir. Beyin-omurilik sıvısında amiloid beta azalırken tau proteini artmaktadır. Ek olarak kalsiyum iyonlarının salınımını kontrol eden mekanizmanın bozulmasına bağlı olarak sinir hücresindeki kalsiyum miktarı artmakta ve bu durum nöronların uyarı almalarını engellemektedir.
Alzheimer araştırmalarının değişmez patolojik bulgularından olan amiloid plak nöronun büyümesine ve tamirine yardımcıdır. Amiloid plaklar yıkılıp tekrar üretilen yapılardır. Alzheimer hastalarında amiloid betanın normalden daha hızlı üretildiği ya da amiloid betanın temizleme mekanizmasında bir sorun olduğu düşünülmektedir. Fosforile tau proteini içeren nörofibriller yumaklarsa limbik sistemden başlayarak diğer nörokortikal alanlara yayılım gösterir. Mikrotübül stabilizasyonunda ve organizasyonunda tau proteinleri önemli rol oynamaktadır. Tau proteininin hiperfosforilizasyonu ve nitrasyonu Alzheimer hastalığının patolojik bulguları arasındadır. (7.) Bir başka önemli bulgu olan kolinerjik kayıpsa Meynert’in bazal çekirdeğiyle korteks arasındaki kolinerjik nöronların kaybı sonucudur.
Alzheimer Nedir: Alzheimer Hastalığı Risk Faktörleri
Hastalığa neyin neden olduğu kesin olarak bilinmemekle beraber hasta olma riski yaratan bazı olaylar günümüzde ortaya konmuştur. (3.)
Bunlardan ilki yaştır. Örneğin görülme sıklığı 60-64 yaş aralığında %1 iken 85-89 yaş aralığında %40’ın üzerindedir.
- Hastanın geçmişte yaşadığı olası depresyon
- Damar hastalıkları
- Geçmişteki olası ciddi kafa yaralanmaları
- Düşük eğitim düzeyi
- APOE4 taşıyıcılığı
Ayrıca araştırmalar Alzheimer hastalığına kadınların ve siyahilerin yakalanma ihtimallerinin daha yüksek olduğunu göstermektedir. Siyahi insanların ABCA7 isimli bir risk geni taşıdığı, buna bağlı olarak hastalanma olasılığı daha yüksek olduğu ortaya konmuştur. Ancak kadınların neden daha sık hastalandığına günümüzde kesin bir açıklama getirilememiştir. Ek olarak yalnızlık hissinin Alzheimer riskini %40 arttırdığı bilinmektedir.
Alzheimer Hastalığının Çeşitleri
Alzheimer nedir sorusunun teknik olarak tek ve yekpare bir cevabı mevcut değil çünkü Alzheimer hastalığının oluşum şekline bağlı 3 farklı türü bulunmaktadır. (5.)
a) Erken Başlayan Alzheimer Hastalığı
Genellikle daha az sıklıkta görülmektedir. 65 yaşın öncesinde başlayan bu Alzheimer hastalığı türü erken yaşlandıkları için Down sendromlu bireylerde kırklı yaşların sonunda da başlangıç gösterebilir. Alzheimer hastası olan daha genç bireylerde beyin anomalisi de görülmektedir. Kromozom 14’teki genetik hatayla ilişkili olan bu Alzheimer türünde kas seğirmesi ve spazmı daha yaygın olarak yaşanmaktadır.
b) Geç Başlayan Alzheimer Hastalığı
Alzheimer hastalarının %90’ında görülmektedir. 65 yaşından sonra başlar ve 85 yaşın üstündeki bireylerin yaklaşık yarısında karşılaşılan bir durumdur. Kalıtımsal olma ihtimali de olmama ihtimali de mevcuttur.
c) Ailesel Alzheimer Hastalığı
Alzheimer hastalığının tamamen genetiğe dayanan biçimidir. Alzheimer hastalarının %1’inde görülen bu tür genellikle kırklı yaşlarda başlar. Kromozom 14 ve 1’deki Presenilin (PSEN) 1 ve 2’deki mutasyonlara ek olarak kromozom 21’deki Amyloid procursor proteindeki mutasyon bu hastalığın nedeni olabilmektedir. Ailesel Alzheimer hastalığı ailenin en az 2 jenerasyonunda bulunmaktadır.
Ek olarak Alzheimer hastalığı, tipik olarak hafıza kaybıyla seyreden amnestik sendrom olarak bilinen bir şekilde ortaya çıksa da, atipik varyantları da tanınmıştır. Bunlar arasında görsel ve uzamsal anlama yeteneğinde kayıpla seyreden posterior kortikal atrofi sendromu, asimetrik parkinsonizm, miyokloniler, piramidal bulgular ve ilkel reflekslerle seyreden(15) kortikobazal sendromu, dil becerilerinde kayıp görülen (17)logopenik varyantı bulunan primer ilerleyici afazi ve davranışsal problemlerle seyreden frontal varyant (fvAD) bulunmaktadır.
Alzheimer Hastalığının Semptomları
Alzheimer hastalığının semptom ve aşamaları kişiler arası farklılıklar gösterebilir. Lakin hastalık ilerledikçe semptomlar ağırlaşmaya ve daha da etkili olmaya başlarlar. Genele vurulduğunda hastalığın 3 aşaması bulunmaktadır.
a) Erken Evre
Çoğu zaman unutkanlıkla başlamakla beraber unutkanlıkla başlama zorunluluğu yoktur ve bellek problemlerinin yaşlılığa bağlı olarak normal bir şekilde ortaya çıkmış olabileceğini unutmamak gerekmektedir. Alzheimer hastalığının kesin göstergesi değillerdir.
Ek olarak hasta ben unutkanım demez, eğer diyorsa da muhtemelen Alzheimer hastası değildir. Çünkü unutkan bir birey unutkanlığını genellikle fark edemez.
Unutkanlığa bağlı olarak kaygı ve depresyon ortaya çıkar, çevreye ilgi azalır. Daha önce depresyon geçirmemiş bir bireyse depresyon kuvvetli bir Alzheimer belirtisidir.
Tanıdık yerlerde dolaşabilir ve tekdüze işlerini başlangıçta devam ettirebilir. Kişi henüz demans olarak nitelendirilemez çünkü bunama tam olarak gerçekleşmemiştir.
b) Orta Evre
Öğrenme artık gerçekleşemez konuma gelmiştir ve özellikle yakın tarihli olaylarda ciddi bellek problemleriyle karşılaşılmaktadır.
- Yer, zaman, torun sayısı, isim gibi konularda ciddi sıkıntı yaşar.
- Bildiği yerlerde de kaybolmaya başlar.
- Unutkanlığının getirisi olarak çevresini hırsızlıkla suçlar. Etrafındaki insanlara karşı saldırgan tutum içerisindedir.
- Duygu ve kişilik değişiklikleri görülmektedir.
- Artık çevresine bağımlılık duymaya başlanır.
c) Ağır Evre
- Aynada kendini tanıyamamaya başlar.
- Tuvalet mekaniği bozulmuştur.
- Bağımsız yaşayamaz.
- Delüzyon ve halüsinasyon gibi psikotik semptomlar görülebilir.
- Anormal refleksler gösterir ve kendine hakim olamamaya başlar. (1.)
Alzheimer Hastalığının Tedavisi
Tıp dünyası maalesef tıpkı diğer kronik hastalıklarla mücadelerinde olduğu gibi hastalığa net bir kür geliştirememiştir. Yalnız semptomatik tedavi uygulanır. Semptomlar tespit edilir ve giderilmeye veya en azından azaltılmaya çalışılır. Yani hastalığın tedavisi Alzheimer’ı tamamen durdurmayı değil nörodejenerasyonu ve vücuttaki aksaklıkları durdurmayı hedefler. Buna rağmen nörodejenerasyon tam olarak durdurulamadığı için hasta bakıma muhtaç hale gelir.
Asetilkolin azalmasına önlem olmak amacıyla hastaya asetilkolinesteraz inhibitörleri verilir. Hastaya verdiği tepkilere göre donepezil, galantamin, rivastigmin, tacmin ve memantin kombinasyonları uygulanır. (8.)
Alzheimer hastalığının seyrini yavaşlatmak için hastaya anti-oksidaanlar, anti-inflamatuarlar, östrojen, statinler ve yüksek doz vitaminler de uygulanmaktadır.
Ek olarak gelecekte Alzheimer hastalığının tedavisinin hastalığın sebebine yönelik olması ve anormal protein katlanmalarını engellemek ve birikimlerini temizlemek üzerine olacağı düşünülmektedir.
Yapılan araştırmalar hipokampusta nörojenez tespit edilmiştir ve bu nörojenezin yaşlandıkça azaldığı gözlemlenmiştir. Bilim insanları, Alzheimer hastalığıyla bu nörojenez arasında bir bağlantı olup olmadığını halihazırda araştırmaya devam etmektedir. (2.)
Sonuç
Sonuç olarak özetlersek ilerleyen tıbbın mucizevi ürünü olan ortalama yaşam süresindeki çarpıcı artış her geçen gün Alzheimer için risk grubu olan 65 yaş üzeri insan nüfusunu arttırmaya devam etmekte. Bu durumsa hastanelerimizde sık sık Alzheimer demanslı insanlarla karşılaşmamızı, hastalığın nedenlerini daha iyi anlamayı ve tedavide önemli adımlar atmayı bize teşvik ediyor. Bizler adımızı zeki anlamına gelen “Sapiens” kelimesinden aldık ve adımızı bizden alma gayretindeki bu hastalığı yenebilmek için var gücümüzle çarpışmaya devam ediyoruz ve umuyoruz ki bir gün insanlık olarak Alzheimer nedir sorusu yerine Alzheimer neydi sorusunun geçişine tanık olacağız.
Kaynakça
- Carter, Rita (2013). Beyin Kitabı. Güneş Kayacı (Çev.). Alfa Yayınevi
- Seth, Anil (2018). 30 Saniyede Beyin. Fatih Öztemel (Çev.). Caretta Yayınevi
- Scientific, L. (n.d.). Alzheimer hastalığı | Türk Nöroloji Derneği. https://www.noroloji.org.tr/menu/94/alzheimer-hastaligi
- Alois Alzheimer – vikipedi. (2006, July 2). https://tr.wikipedia.org/wiki/Alois_Alzheimer
- Tanridağ, A. O. (2023, September 26). Alzheimer (Alzaymır) nedir? https://npistanbul.com/noroloji/alzheimer
- Kurulu, A. W. V. T. Y. (2022b, November 24). Alzheimer ve Yaşlanma. Acıbadem Sağlık Grubu. Acıbadem
- Saka, Esen(2010). ALZHEİMER HASTALIĞI PATOFİZYOLOJİSİ: DENEYSEL VE GENETİK BULGULAR. Geriatri Dergisi 13 / Özel Sayı 3
- Hanağası, Haşmet(2007) A. ALZHEIMER HASTALIĞI TEDAVİSİNDE BUGÜN.
- Anonim(2019). Beyninizde yeni bağlantılar yapmanın kolay ve zor yolu. Populer Science Türkiye, Sayı 86
- Anonim(2019). Anı Oluşturma. How It Works, Sayı 4
- Yıldırım, Pelin Öğüt. Çobaner, Aslıhan Ardıç(2017). ALZHEİMER VE ALZHEİMER’LI HASTALARIN HABERLERDE TEMSİLİ. Anadolu Üniversitesi İletişim Bölümleri Fakültesi Uluslararası Hakemli Dergisi, Cilt 25 Sayı 2
- Small, D. H., & Cappai, R. (2006). Alois Alzheimer and Alzheimer’s disease: a centennial perspective. Journal of Neurochemistry, 99(3), 708–710. https://doi.org/10.1111/j.1471-4159.2006.04212.x
- Klein, S. A. (2014). What memory is. WIREs Cognitive Science, 6(1), 1–38. https://doi.org/10.1002/wcs.1333
- Sawyer, R. P., Rodríguez‐Porcel, F., Hagen, M., Shatz, R., & Espay, A. J. (2017b). Diagnosing the frontal variant of Alzheimer’s disease: a clinician’s yellow brick road. Journal of Clinical Movement Disorders, 4(1). https://doi.org/10.1186/s40734-017-0052-4
- Alzheimer hastal alt tipi olarak Kortikobazal sendrom: olgu sunumu. (n.d.). https://tjn.org.tr/tr/jvi.aspx?pdir=tjn&plng=tur&un=TJN-09481
- Karali, F. S. (2018). Türkçede Primer Progresif Afazinin Görünümü: Bir Olgu Sunumu. Dil Konuşma ve Yutma Araştırmaları Dergisi
- Li, C., Fan, S., Chen, T., Chiu, M., Yen, R., & Lin, C. (2020). Frontal variant of Alzheimer’s disease with asymmetric presentation mimicking frontotemporal dementia: Case report and literature review. Brain and Behavior, 10(3). https://doi.org/10.1002/brb3.1548
Ek olarak Prof. Dr. Aptullah Haholu’nun Merkezi Sinir Sistemi Hastalıkları slaytı ve Prof. Dr. Barış Metin’in Demans slaytından yararlanılmıştır.
Ben Ali Çulhaoğlu. Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi 4. sınıf öğrencisi ve stajyer doktorum. İlgi alanlarım olan biyolojinin alt dalları, satranç ve popüler bilim konuları hakkında araştırmalar yapmakta ve yazılarımı kurucu ortaklarından olduğum Sapiens Medya aracılığıyla sizlere aktarmaktayım.