Bilimsel MakalelerSosyal BilimlerTarih

Lysandros

Lysandros ve hayatı, Sparta tarihi için büyük önem taşımaktadır. Bu yazımızda Lysandros’un Atinalıların denizlerdeki üstünlüğünü nasıl zayıflattığını ve Atinalılara nasıl boyun eğdirdiğini inceleyeceğiz. Bununla birlikte Lysandros haricinde o dönemdeki rakip ve dostlarına da değineceğiz.

Giriş

Lysandros, MÖ 405’te Atina filosunu Aigospotamoi’de mağlup eden ve bir yıl sonra Atinalıları boyun eğmeye zorlayarak Peloponez Savaşı’nı sona erdiren Spartalı bir amiraldi. Daha sonra ölümüne kadar, MÖ 395’te Haliartos Muharebesi’nde oynadığı rolle birlikte, Sparta’nın Yunanistan’daki egemenliğinde önemli bir rol oynadı. Lysandros; ateşli kişiliği, cesur stratejileri ve acımasızlığı ile tanınan bir üne sahipti.

Bu türden daha fazla yazıya ulaşmak için Tarih kategorimizi ziyaret edebilirsiniz.

Lysandros ve Erken Yaşamı

Lysandros, Plutark’a göre Aristokleitos veya Aristokritos’un oğluydu ve Heracleidae soyundandı. Aelian ve Athenaeus, onun köle (μόθων) durumundan vatandaşlık ayrıcalıklarına yükseldiğini söylerler. Ayrıca bir helot olduğu da kabul edilmektedir. Gerçekten de, ilk baştan itibaren çocuklarının kamusal görüşlere duyarlı olmasını, kınamadan etkilenmesini ve övgü ile yüceltilmesini isterler; ve bu konularda duyarsız ve durgun olan kişi, mükemmeliyet arzusu olmayan ve yer kaplayan biri olarak aşağılanır. Dolayısıyla, hırs ve rekabet ruhu, ona Lakonia (Sparta) eğitimi tarafından sağlam bir şekilde yerleştirilmiştir. Bu nedenle doğal eğiliminde bu konuda büyük bir kusur bulunmamalıdır. Ancak görünüşe göre, genellikle bir Spartalı için alışılmışın ötesindeydi. Güçlü ve etkili insanlara doğal olarak tabi olmuş gibi görünüyordu. Amacına ulaşmak için kibirli bir otoriteyi katlanmaya razı olması, bazılarına göre siyasi yeteneklerin küçümsenemeyecek bir parçasıydı. Bununla birlikte ne Thukydides ne de Ksenophon onun kariyerinin ilk dönemlerinden söz eder.

Görsel 1: Lysandros yüz tasviri.
Görsel 1: Lysandros yüz tasviri. (Görsel Kaynağı: İstock)

Lysandros ve Ahlaki Özellikleri Üzerine

Lysandros’un ahlaki özelliklerinden başlıca bahsedenlerden biri Plutark’tır. Plutark, eserlerinde kişilerin ahlaki özellikleri üzerine yorum yapmayı severdi. Lysandros’a yönelttiği başlıca eleştirilerden birinde makamını kötüye kullandığını ve yeminlerine karşın kaygısız olduğunu dile getirmiştir. Ahlaki özelliklerini daha iyi anlamak adına Plutark’ın Paralel Yaşamlar eserine başvurmak gerekmektedir.

“Lysandros, dostlarına onurlar ve görevler verdi, açgözlülüklerini tatmin etmek için ve onunla adaletsizlik ve kötülükte ortak oldu. Öyle ki, herkes ona akın etti ve ona başvurdu ve onun güçte kalması halinde en yüksek arzularının gerçekleşeceğini umdu.”

“…Zarlarla çocukları, yeminlerle adamları aldatmaktı. Bu, meşru bir komutan için çok saygın bir davranış değil, Lakonia karakteriyle uyumlu değil.”

 Plutark, Paralel Yaşamlar Lysandros-Sulla.

Lysandros ve Yükselişi

Plutark, Lysandros’un ne zaman görev aldığını anlatır. Sicilya’daki felaketin ardından Atina artık denizlerin efendisi değildi ve her yerde meydan okumayla karşı karşıyaydı. Ancak Sürgünden dönen Alkibiades komutayı ele geçirdi. Bu, büyük bir değişiklik yarattı ve Atinalıları yine denizdeki rakiplerine rakip hale getirdi. Yaşananlar üzerine büyük bir paniğe kapılan Lakedaimonlar (Spartalılar), yeni bir cesaret ve şevkle, güçlü silahlara sahip yetenekli bir komutan arayarak Lysandros’u Denizlerin Amirali olarak seçtiler.

Pers Kralı, küçük oğlu Genç Kiros’u İyonya eyaletlerini yönetmesi ve Spartalılara savaş çabalarında yardımcı olması için gönderir. Kenneth Harl, Lysandros ve Kiros’un mükemmel bir iş ilişkisine sahip olduğunu belirtir. Ayrıca Kiros’un, Lysandros’un yetkinliğine saygı duyduğunu ve Lysandros Atinalılarla savaşırken savaşları kazanabilecek bir Spartalı lider olarak gördüğünü söyler. Ksenophon bu konuşmadan şöyle söz eder:

“Lysandros, Kiros’u ziyaret etmek için iç bölgelere gitti ve Sparta’nın elçilerini de yanına aldı. Hiç vakit kaybetmeden Kiros’a Tissaphernes’in ne kadar kötü davrandığını anlattılar ve savaşta gerçekten ciddi ve enerjik bir rol alması için ona yalvardılar. ‘Bu’ dedi. Kiros, ‘kral olan babamın benden yapmamı istediği şey tam olarak buydu ve ben de bunu yapmak istiyorum. Elimden geleni yapacağım.’ Onlara yanında beş yüz talant getirdiğini söyledi. Bu da yetmezse kendi parasını kullanacağını, bu da biterse üzerinde oturduğu altın ve gümüş tahtını kıracağını söyledi.”

Ksenophon, Hellenika.

Ayrıca Lysandros, denizcilerin maaşlarının üç obolden (yarım drahmi) dört obole yükseltmeyi hedefledi. Bunu uygulamak adına Kiros’tan 10.000 dareikos bağış topladı. Kiros’un savaşa etkisinden biraz daha bahsetmek gerekirse Kiros, bir Atina elçiliğini kabul etmeyi ya da Pharnabazus’un sponsor olduğu bir elçinin Darius’la (II. Darius aynı zamanda Kiros’un babasıdır.) görüşmesine izin vermedi.

Alkibiades İle Yüzleşme

Ksenophon, Lysandros’un saldırgan bir komutan olmadığını belirtir. Her ne kadar “Lysandros düşmanlarının dikkatini dağıtıp zayıflatmış olsa da, deniz yoluyla çatışmaya girmekten korkuyordu. Alkibiades enerjik bir komutandı ve üstün sayıda gemiye sahipti.” Bu ihtiyat Lysandros’u Nicias gibi çekingen bir komutan olduğu anlamına gelmiyordu. Ancak Atina filosunun güçlü yönlerini ve kendi filosunun zayıf yönlerini anladığı anlamına geliyordu. Bu nedenle Lysandros temkinli davrandı. Alkibiades parlak bir komutandı. Bu sebeple Lysandros çoğu zaman açık çatışmadan kaçınarak düşmanının hata yapmasını bekledi.

Bu açıdan bakıldığında, Lysandros ile Quintus Fabius Maximus Verrucosus karşılaştırılabilir. Fabius’un takma adı Cunctator, yani geciktiriciydi. Fabius, Hannibal’e karşı kaybedebileceği düzmece savaşlardan kaçınan, sürekli düşman kuvvetlerini izleyen ve pusular kuran, zorunlu ihtiyaç hatları o kadar uzun olduğu için onu yıpratan, düşmanın bir hata yapmasını bekleyen ilk generallerden biriydi.

Atinalıların, Alkibiades’in yetenekli bir general olması nedeniyle beklentileri çok yüksekti. Hatta o kadar yüksekti ki herhangi bir hatayı tolere edemeyecek kadar ileri gitmişlerdi. Bu yüksek beklentinin bir sonucu olarak Alkibiades bir hata yaptı. Alkibiades, filoyu Samos’ta bırakarak Hellespont’ta bir askeri meseleye katılır. Filoyu ise dümen kumandanı Antiochus’u bıraktı. Filo kesin bir şekilde savaşmama emri almıştı. Ancak bu durum, Lysandros’un beklediği fırsattı Lysandros, Antiochus’u deniz muharebesine çekerek Atina filosuna saldırdı. Bu saldırının sonucunda Antiochus öldürülmüştür. Bununla birlikte Atina filosu mağlup edilmişti (Farklı kaynaklarda kayıpları 15 veya 22 gemidir.).

Bu yenilginin ardından Alkibiades, filoya geri döndü. Her ne kadar düşman ile yeniden mücadele etmek istese de Spartalılar bu savaştan kaçınmıştır. Atina, yenilginin üzerine savaş sırasında filonun başında dahi olmayan Alkibiades’i suçlu buldular. Bunun üzerine Alkibiades’in mükemmel repütasyonu zarar görür ve Atina’ya dönmemek üzere şatosuna çekilmiştir. Sparta filosunun elde ettiği bu zafer Lysandros’un eseriydi. Kendisine destek olan Kiros ise bu zaferi kutlamak adına kendisine çeşitli hediyeler gönderdi.

Görsel 2: Lysandros'un rakibi olan Alkibiades ve Sokrates.
Görsel 2: Lysandros’un rakibi olan Alkibiades ve Sokrates. (Görsel Kaynağı: Wikipedia)

Kallikratidas’ın Yenilgisi

Alkibiades’in sürgününden sonra yaşananları mükemmel bir şekilde anlatan Will Durant, şunları söylüyor:

“Umutsuz bir durumda Atinalılar, Akropolis’taki heykellerdeki altın ve gümüşün eritilerek yüz elli trireme yapmak için kullanılmasını emrettiler ve şehir için savaşacak kölelere özgürlük ve yabancılara vatandaşlık teklif ettiler.”

Will Durant, The life of Greece: The Story of Civilization.

Bu sırada Lysandros, Sparta’nın hem müttefiki hem de düşmanı olan çeşitli şehirlerden seçkin adamları kendisiyle buluşmaya çağırdı. Onlara Atina yenilir yenilmez örgütlenmelerini ve iktidarı ele geçirmelerini söyleyerek destek sözü verdi. Nauarchos (Amiral) olarak görev yaptığı yıl içerisinde kullanılmayan paraları Kiros’a geri verdi.

Böylece Lysandros’un halefi olan Kallikratidas’ın (Kallikratidas, diplomat değil, eski kafalı bir Spartalıydı ve barbarları küçümserdi.) denizcilerine ödeme yapabileceği herhangi bir fon kalmamış ve Kiros’tan fon istemek zorundaydı. Ancak bu fon talebi reddedildi. Bunun üzerine Kallikratidas, Yunan şehirlerinden fon toplamaya girişerek filoyu finanse etmeye çabaladı. Bu çabalarının sonucunda birtakım zaferler elde etti. Bu zaferlerin sonucunda Kiros, ona bir miktar fon vermeyi kabul etti. Ancak Ağustos 406’da Arginusae’de (Midilli ile anakara arasındaki küçük adalar) bir Atina filosu tarafından kesin bir yenilgiye uğratıldı ve savaşta öldü. Bunun üzerine Sparta’nın Ege’deki müttefikleri, Kiros’un desteğiyle Sparta’ya elçiler göndererek Lysandros’un tekrar komutanlığa getirilmesini istediler.

Atina’nın Kallikratidas Yenilgisine Tepkisi

Kallikratidas’ın yenilgiye uğradı süreçte Atinalıların nasıl bir durum içerisinde olduklarını incelemek gerekirse Atinalılar, daha öncesinde elde ettikleri zaferler dolasıyla için bütün zaferlerin kolay olduğunu düşündüler ve Alkibiades gittikten sonra bile generallerinden büyük bir beklenti içerisindeydiler. Spartalılar ile zorlu bir deniz savaşı yaşandı. Büyük bir Atina zaferine rağmen bazı Atina gemileri enkazda sallanan mürettebatlarıyla ana filodan uzakta tehlikeli bir şekilde tutunuyordu. Filonun geri çekilen Spartalı gemilerini kovalamasına rağmen, enkazdaki Atinalı kürekçilerini kurtarmakla görevlendirilen gemilere şiddetli bir fırtına çarptı. Bu nedenle onlar da seyir yapamadı. Bu enkazda tutunan kürekçiler sert denizlerde boğulmakla kalmadı; cesetleri fırtına tarafından sürüklenerek kurtarılamadı. Bu durum Atinalılarca dinsizlik eylemi (ölüleri gömme geleneği) olarak algılanır. Seferde görevli olan on generale karşı suçlamalar getirilmiştir. Ksenophon, Hellenika eserinde generallerin tartışma ve mahkemelerine tam bir bölüm ayırır. Mahkeme, yasa dışıydı çünkü kararları bir jüri değil, Meclis oyladı. Ksenophon şöyle yazar:

 “Generallerin her biri savunma yaparak konuştu, konuşmaları kısaydı, çünkü yasalarca izin verilen süre boyunca konuşma hakları yoktu.”

“Bu aşırı acele niye? Korktuğunuz şey nedir? Yasal bir şekilde hareket ederseniz istediğiniz kişiyi ne suçlayamaz ne de aklayabilirsiniz, ama yasa dışı hareket ederseniz Meclis tarafından ‘bir oyla’ bunu yapabilir misiniz? Evet, ama eğer masum bir adamı öldürürseniz? Yaptığınızı pişmanlıkla hatırlanmak ne kadar acı ve ne kadar faydasız.”

Ksenophon, Hellenika.

Generaller ayrı ayrı yargılanmadı. Atina Meclisi hepsini idam etme konusunda bir oylama yaptı. Yapılan haksızlık, ailelerine de uzanmıştır. Çünkü mülkleri ellerinden alındı. Sokrates, bu prosedürlerin yasa dışı olduğunu söyleyerek protesto etti. Ayrıca kısa bir süre sonra, Atinalılar yaptıklarından pişman oldular ve halkı aldatanlara karşı şikayetlerin dile getirilmesi için oy kullandılar. Ancak bu pişmanlık ölü generalleri diriltemezdi, bu nedenle Atinalılar daha az deneyimli generalleri onların yerine atadılar.

Lysandros Yeniden Tarih Sahnesine Çıkıyor

Tekrardan Spartalıların durumuna dönecek olursak Lysandros’un ikinci kez nauarchos olarak atanması reddedilmiştir. Eforlar, başka birisini nauarchos olarak atadılar (Sparta’da bir erkeğin iki kez nauarchos mevkisinde bulunması yasa dışıydı.). Lysandros’u ise nauarchos yardımcısı (epistoleus) olarak atadılar. Ancak savaşın doğu cephesi üzerinde tam yetki verilmiştir. Lysandros, bir festival sırasında Miletus’ta bir katliam düzenledi. Kişisel taraftarlarını iktidara getirdi, ardından Sardis’te Kiros’u ziyaret etmiş ve Kiros ona hazinesini devretmişti. Bununla birlikte Kiros, babası tarafından geri çağrıldığında Kiros yetki bölgesinde bulunan Yunan şehirlerinin yönetimini Lysandros’a devretti.

Sonunda Lysandros, Hellespont’a doğru yola çıktı ve Lampsacus’u (Lapseki) ele geçirerek boğazları Karadeniz’den gelen Atina tahıl gemilerine kapatmakla tehdit etti. Atina filosunun karşılık vermesi ile birlikte Aegospotami’de (Gelibolu) mevzilendiler. Atina filosu, dört gün boyunca Lysandros’un saldırısını beklese de dördüncü günün sonunda Atinalılar dikkatlerini kaybettiler ve beşinci gün malzeme toplamak adına dağıldıklarında Lysandros saldırıya geçti. Bu saldırı sonucu Atinalıların komutanları ve 3.000 asker ele geçirilmiştir. Bununla birlikte sahilde bulunan birçok gemiyi de ele geçirmiştir (Atina filosu yaklaşık 180 gemiydi). Bir zamanlar Atina Meclisi’nin acımasız bir kararnamesine karşı çıkan komutanlardan biri hariç tüm mahkumlar idam edilmiştir.

Lysandros, elde ettiği zaferi Sparta’ya bildirmek amacıyla bir trireme gönderdi. Ardından Atinalıların ellerinde bulunan şehirleri ele geçirmeye başladı. Spartalı bir harmostun (askeri vali) koruması altında, rakiplerini ortadan kaldırmakta özgür olan on arkadaşından (dekarşiler) oluşan hükümetler kurdu ve Sparta’ya ödenmesi gereken bir haraç dayattı. Bunun haricinde Atinalılarca ele geçirilmiş şehirleri yeniden özgürleştirmiş ve eski sakinleri şehirlere yeniden yerleştirmiştir.

Görsel 3: Lysandros'un bir başka tasviri
Görsel 3: Lysandros’un bir başka tasviri. (Görsel Kaynağı: agefotostock)

Lysandros’un Zaferi ve Barış

Atina’ya yelken açtığında ise şehri kuşatan kral ile karşılaştı. Atinalılar, direniş gösterse de sonucu değiştirmeye yetmemişti. Atinalılar, kuşatma sonucunda Sparta’nın dayattığı antlaşmayı kabul etmek zorunda kalmışlardır: duvarlarını yıkmak, oligarşik sürgünlerini yeniden kabul etmek ve Sparta hegemonyası altında “Peloponez Birliği”ne katılmak. Sparta ve Atina arasındaki barış ancak MÖ. 404 yılında sonuçlanmıştır. Barış ile birlikte Lysandros, Atina’yı yönetmesi adına otuz kişiden oluşan oligarşiyi görevlendirdi. Yeni yönetimin talebi üzerine Sparta Eforları, Atina’ya bir garnizon göndermeyi kabul etti. Daha sonrasında ise Samos’u yeniden inşa etti. Peloponnesos Savaşı’nın sonlanmasıyla beraber elde ettiği ganimetler ile Sparta’ya geri döndü. Dönüşüyle beraber Sparta’da iki grup heykel yaptırdı. Birinci grup altı tanrıyı temsil ederken ikinci grup ise Spartalıları ve Müttefik komutanları temsil ediyordu.

Peloponnesos Savaşı Sonrasında Lysandros’un Yaşamı

Kiros’un, Darius’un ölümünden sonra komutasını sürdürmek için Medya’dan dönmesinin ardından, onunla Lysandros arasında bir temas olduğundan bahsedilmiyor. Delphic anıtını duymuş olsun ya da olmasın, bu kez fonun fazlasının kendisine geri verilmeyip ganimet olarak Sparta’ya götürüldüğünde şok olmuş olmalıdır. Lysandros, arkadaşlığını istismar etmiş ve ona ihanet etmişti. Kiros, kardeşine karşı planladığı yürüyüş için Sparta’dan yardım istediğinde, Lysandros’un gönderilmesine dair herhangi bir talep yoktu ve aslında Spartalılar onu göndermediler.

Doğu’da Lysandros kurduğu rejimlerden abartılı onurlar aldı. O artık fiilen Doğu Yunan’ın hükümdarıydı. Sparta’da gücü ve kibri, ona hayran olanlarla ondan şüphelenenler arasında keskin ayrımlara yol açtı. Çeşitli zamanlarda eforlar, kurduğu harmostları geri çağırdılar ve yavaş yavaş devrildikleri anlaşılan dekarşilerden desteklerini geri çektiler. Daha önce bahsettiğimiz Otuzlar’a karşı Atina’da bir isyan meydana geldiğinde, Lysandros onlara fon sağlamış ve kardeşiyle birlikte Atina’ya gitmişti. Kral Pausanias da bir orduyla gönderilmiştir. Başlangıçta isyancılara karşı bir başarı elde etmiştir, ancak Lysandros’un yerine geçerek bir uzlaşma müzakeresi yapar ve bu, daha fazla kan döküldükten sonra Atina demokrasisinin yeniden kurulmasına yol açmıştır.

Bunun için Sparta’da yargılanmıştır, ancak az farkla beraat etmiştir. Muhtemelen bu sıralarda Pharnabazus, onun kral olmasını sağlayacak, hatta belki de bir tiranlığa kapı açacak şekilde köklü “Lycurgus anayasasını” değiştirmeye yönelik bir plan oluşturdu. Ayrıca Lysandros’un Ammon’da bulunan rahiplere rüşvet vermeye çalıştığı bildirilmektedir. Lakin bu çabası onun düzenlemeye çalıştığı anayasa komplosunu ortaya çıkarmış ve başarısız olmuştur. Bununla birlikte bundan sonra hiçbir zaman kraliyet üzerinde herhangi bir iddiada bulunmamıştır.

Lysandros’un Sonu

Asya’da Tissaphernes, Kiros’un komutasını devralmış ve Yunan şehirleri Sparta’dan ona karşı korunma talebinde bulundular. MÖ. 411 anlaşması muhtemelen Darius’un ölümüyle sona ermişti ve Spartalılar Asya’ya bir kuvvet gönderme konusunda kendilerini özgür hissettiler. MÖ. 395’te Sparta yönetiminin küstahlığı karşısında kaynayan hoşnutsuzluk, Orta Yunanistan’da bir Pers satrapı tarafından Asya’dan gönderilen elli talant tarafından desteklenen isyana yol açtı. Spartalılar, eğer hakimiyetlerini korumak istiyorlarsa, Thebes’in bir meydan okumasıyla yüzleşmek zorundaydılar ve Lysandros, Boiotia’yı işgal etmek için ileri bir kuvvetle gönderilirken, Pausanias, Peloponnesos kuvvetlerini toplar toplamaz ona katılacaktı. Lysandros ancak orta derecede başarılı oldu ve Thebes’in batısındaki yol üzerinde, Copais Gölü’nün güney kıyısındaki önemli bir bölge olan Haliartus’a taşınmaya karar verdi.

Lakin bu seferde Notium ve Aegospotami’deki zaferlerini garantileyen sabrı göstermeyi başaramadı. Kralın komutasındaki ana kuvvetin kendisine katılmasını beklemek yerine surlara bir saldırı başlattı. Ancak Thebes’ten gelen bir kuvvet tarafından yakalanır ve öldürülmüştür. Pausanias umutsuz bir durumla karşılaştı. Lysandros’un cesedini ateşkes altında almayı ve geri çekilmeyi kabul etmek zorunda kaldı. Kimin suçlanacağı konusunda açıklamalar ise çelişkilidir.

Görsel 4: Lysandros ve Sparta'nın sonunu getiren  Leuctra Savaşı'nın bir tasviri.
Görsel 4: Lysandros ve Sparta’nın sonunu getiren Leuctra Savaşı’nın bir tasviri. (Görsel Kaynağı: History Skills)

Kaynakça

  • Xenophon. (2017). Hellenica: Xenophon. CUP Archive.
  • Plutarkhos, Gürsoy, N., & Sarıgöllü, A. (1999). Yaşamlar: XXI Lysandros-Sulla.
  • Harl, K. W. (2007). The Peloponnesian War. Teaching Company.
  • Thucydides. (2020). History of the Peloponnesian War. Open Road Media.
  • Quintus Fabius maximus Verrucosus – Wikipedia (2023, Kasım 22). https://en.wikipedia.org/wiki/Quintus_Fabius_Maximus_Verrucosus
  • Durant, W. (2011). The life of Greece: The Story of Civilization. Simon and Schuster.
  • Gözlü, A., & Efe, A. (2023). Hegemony and the Peloponnessos Wars. Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, (59), 3–23. https://doi.org/10.53568/yyusbed.1242225

Merhaba, ben Bahadır. İstanbul Aydın Üniversitesinde tarih bölümü okuyorum. Hem ilgi alanım hemde okuduğum alan olması sebebiyle Sapiens Medya'da tarih yazarlığı yapmaktayımdır. Tarih haricinde ise felsefe, sosyoloji ve arkeoloji ile de ilgilenmekteyimdir. Bunun haricinde daha öncesinde Instagram üzerinden tarih içerikleri paylaşıyor olmam ile birlikte popüler tarih yazarlığı konusunda deneyimim mevcuttur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir