Jurassic Park Yanıldı! Raptorlar Sürü Avcısı Olmayabilirlerdi
Raptorlar sürü avcısı mıydı? Günümüzde yaşayan hayvanları incelemek bu soruya cevap verebilmek adına bizlere yardımcı olabilir. Doğada bazı hayvan grupları sürüler halinde avlanmayı tercih ederler. Bu tercihlerinin altında ise sürü avcılığının getirdiği bazı avantajlar yatmaktadır. Bir sürünün parçası olmak canlılara güvenlik, verimlilik, üreme ya da besleneme gibi pek çok konuda avantaj sağlayabilmektedir. Örneğin Afrika yaban köpeklerini (Lycaon pictus) ele alalım. Tek başlarına avları ile rekabet etmek için oldukça ufak olan bu canlılar, yaşadıkları dezavantajları sürü avcılığı ile kapatmayı başarmışlardır. Yaban köpekleri, avlarını yakalamak için işbirliği yaparlar. Sürü içindeki bireyler, avının etrafını sararak onu kontrol altına almaya çalışır. Yani avlarının kaçmasını engellemek için koordineli şekilde çalışırlar.
Bugüne kadar Raptorların da yaban köpeklerine benzer bir avlanma şekli benimsediğini düşünüyorduk ve bu nedenle de ana akım medyada genellikle dromaeosauridae (Raptorgiller) dinozorları sürüler halinde avlanırken gördük. Bize yıllarca bu canlıların ekip çalışması yaparak kendilerinden katbekat büyük büyük canlıları avladıkları anlatıldı. Peki, Raptorlar gerçekten de sürü avcısı mıydı? Öncelikle sürü avcısı Raptor fikri nasıl ortaya çıkmıştı makalemize bunu inceleyerek başlayalım.
Benzer içeriklerimiz için Paleontoloji kategorimizi ziyaret edebilirsiniz.
Dromaeosauridae (Raptorgiller)
Raptor kelimesinin Türkçe karşılığı “yırtıcı kuş” anlamına gelmektedir. Bu gruptaki canlıların karakteristik özellikleri kuşlara benzer olmaları ve ayaklarındaki orak biçimindeki kavisli pençeleridir. Bu grubun bazı meşhur üyeleri: Velociraptor, Deinonychus ve Utahraptor gibi canlılardır. Ek olarak günümüzde raptor kelimesi yırtıcı kuşlar içinde kullanılan bir kavramdır. Dromaeosaurus albertensis türünün keşfedilmesi ile Dromaeosauridae familyası tanımlanmıştır. Dromaeosauridae familyası kuşlara en yakın dinozor gruplarından biridir ayrıca kuşlarla birlikte Maniraptora grubunun ortak üyeleridirler. Bu canlılar yaşadıkları dönemler boyunca çok çeşitli ekosistemlere yayılmışlar ve geniş bir dağılım göstermişlerdir.
Sürü Avcısı Raptor Kavramı
Dromaeosauridae’nin sürüler halinde avlandıkları fikri ilk olarak 1970’lerde ortaya çıkmaktadır. Bu fikrin ortaya çıkmasında bir dizi gelişme etkili olmuştur. Başlarda dinozorlar “akılsız” ve soğukkanlı sürüngenler olarak düşünülüyorlardı ancak John Ostrom’un Deinonychus ile ilgili yaptığı çalışmalar yaygın dinozor kavramını değiştirmiştir ve “Dinozor Rönesans’ı” olarak adlandırılan dönemin başlamasına sebep olmuştur. John Ostrom Dromaeosauridae familyasından olan dinozorları küçük, sıcakkanlı ve hızlı olduklarını bu bağlamda da grup avcısı olabilecekleri fikrini önermiştir.
Paleontologlar, Deinonychus fosillerini kendilerinden çok daha büyük bir otçul ornitopod dinozor olan Tenontosaurus‘ların fosilleri ile birlikte bulmuşlardır. Yetişkin bir Deinonychus‘un 70-100 kg ağırlığında olduğu tahmin edilmektedir. Tenontosaurus’ların ağırlıklarının ise 600 ila 1000 kilograma ulaşıyordu. Bu durumda paleontologlar tek bir Deinonychus’un kendisinden katbekat büyük olan bir Tenontosaurus’u alt edemeyeceğini. Bu sebeple de yaban köpeği örneğindekine benzer şekilde grup halinde işbirlikçi bir avlanma modeli kullanacağını düşünmüşleridir. Paleontologlar sürüler halinde avlanma durumunun yalnızca Deinonychus‘larla sınırlı kalmadığını. Bu davranışların diğer dromaeosauridae dinozorlar arasında da görülebileceğini düşünmüşlerdir. Bu teoriye bir başka destekleyici örnekte “Utahraptor Project” isimli bir çalışmadan geliyor. En az 7 kadar Utahraptor örneği aynı bölgede bulundu. Utahraptor‘lar hakkında detaylı bilgiler sunan bu çalışma grup halinde avlanma hipotezi adına da veriler sağlıyor. Özetle dromaeosauridae dinozorların gruplar halinde avlandıkları fikri bu bulgular sonucunda ortaya çıkmıştır.
Raptorlar, Sürü Avcısı Olmayabilirlerdi
Raptorların sürü avcısı olup olmadıkları konusu paleontologlar arasında uzun süredir tartışma konusu olmuştur. Bir grup, sürü avcısı sürü halinde avlanma hipotezine karşı çıkarak onların sürü avcısı olmadıkları fikrini desteklemektedir. Roach ve Brinkman tarafından 2007 yılında yapılan bir araştırmada Deinonychus‘ların düzensiz bir mobbing avlanma davranışı sergiledikleri ifade edildi. 2020 yılında ise aslında Raptorların sürü avcısı sürü avcısı olmadıklarına dair yeni bir çalışma yayımlandı. Çalışmayı Wisconsin Oshkosh Üniversitesi’nde omurgalı paleontoloğu olan ve Weis Yer Bilimleri Müze’sinin direktörü Joseph A. Frederickson yönetti.
Sonuç olarak Frederickson elimizdeki kanıtların konu hakkında yorum yapmak adına yetersiz olduğunu ifade etmektedir. Dinozorların günümüzde yaşayan temsilcileri kuşları ve onların yakın akrabaları olan crocodilianları incelediğimizde sürü halinde avlanma örneklerini görememekteyiz. Eğer sürü avcısı dinozorlar yaşamış olsalardı. Bugünkü yakın akrabalarında ya da onların yaşayan temsilcilerinde en azından bu özelliğe rastlamamız gerekirdi. Ek olarak kuşlar çoğunlukla kendilerinden büyük avları avlamamayı tercih etmektedirler. Büyük avlar her ne kadar daha çok besin maddesi sağlayacak olsalar da Deinonychus gibi küçük bir canlı için başa çıkması zahmetli ve gereksiz enerji sarfiyatı gibi çeşitli komplikasyonları da beraberinde getirebilirdi. Yani kısacası dromaeosauridae dinozorların kendilerinden büyük avlara saldırmak için pek de bir sebepleri yoktu.
Yeni Bir Avlanma Modeli
Sürü avcısı olma gibi durumları fosil kayıtlarından anlamak zordur ve bu durumu fosilleşmede göremeyiz. Bu sepele de fosil kayıtları yanıltıcı olabilmektedir. Yaşananların üzerine bilim insanları Raptorların avlanma şekillerine dair yeni bir model geliştirdi. Bu yeni modelde bireyler aynı ava saldırabilir ancak bunları bir sürü psikoloji bütünlüğüyle yapmazlar. Yani bu konudaki ortaklıkları sınırlıdır. Günümüzde buna benzer modelleri komodo ejderleri ve timsahlar üzerinde görebilmekteyiz.
Normal şartlarda eğer dromaeosauridae sürüler halinde avlansaydı küçük gruplar halinde yaşamaları gerekiyordu. Ancak gruplar halinde yaşama hipotezine karşıt olarak önemli bir dayanak bulunmuştur. Deinonychus dişlerinin kimyası incelenmiş ve bu canlının dişlerinde farklı karbon izotoplarının bulunduğu ortaya çıkmıştır. Bu durum farklı yaşlardaki bireylerin farklı besinler ile beslendiğini göstermektedir. Yani genç bireyler aileleri ile birlikte gruplar halinde yaşamış olamazlardı çünkü dişlerinde farklı karbon izotopları vardı.
Ek olarak Deinonychus‘ların Tenontosaurus’lar ile sürekli bir av-avcı ilişkisi içinde oldukları öne sürülmüştü. Ancak bölgenin apex yırtıcısı ve bir carcharodontosauridae olan Carcharodontosaurus‘un varlığının da böyle bir ilişkinin önünde engel olmuş olabileceği söylenebilir.
Kaynakça
1- Koumoundouros, T. (2020, May 7). Sorry Jurassic Park Fans, New Evidence Suggests Raptors Didn’t Hunt in Creepy Packs : ScienceAlert. ScienceAlert. https://www.sciencealert.com/teeth-suggest-real-raptors-were-more-like-komodo-dragons-than-pack-hunting-wolves
2- Scribner, H. (2020, August 19). Did velociraptors hunt in packs? ‘Jurassic Park’ may be wrong – Deseret News. Deseret News. https://www.deseret.com/u-s-world/2020/8/20/21375108/jurassic-park-raptors-hunt-packs
3- The movie “Jurassic Park” got it wrong: Raptors don’t hunt in packs. (2020, May 20). ScienceDaily. https://www.sciencedaily.com/releases/2020/05/200506123751.htm
4- Wikipedia contributors. (2023). Tenontosaurus. https://en.m.wikipedia.org/wiki/Tenontosaurus
5- Youtube: Köjira
Ben Deha Kaykı. Sapiens Medya’nın ortak kuruculuğunu yürütmekte ve Evrim Ağacı platformunda yazarlık yapmaktayım. Ekoloji, evrimsel biyoloji, biyoteknoloji, genetik, omurgalı paleontolojisi ve modern fizik başlıca ilgilendiğim disiplinlerdir. Bunlarla birlikte özellikle Stoacılık ve Helenistik felsefe ekolleri ile de ilgilenmekteyim. Aynı zamanda Prof. Dr. Nihat Berker’in verdiği kuantum mekaniğe giriş dersini üstün başarı ile tamamlayarak Sayın Berker’in referansını kazandım. Evrim Ağacı ile birlikte “De-extinction” terimini “Türdiriltimi”, "Un-extinction" "Nesli döndürme" olarak Türkçeye çevirmiş ve literatüre kazandırmış bulunmaktayım.